O gece, karanlık odada yan yana uzanırlarken Ayşe,
-Bu akşam yemekte onlarla tartışmadın, dedi. Oysa şu hoşgörü lafı sürüp giderken senin de karışacağını sanmıştım.
-Değmez. İkisi de kof adamlar. Görmüyor musun, gösteriş tartışmasından beri ben bir şey söyledim mi susuyorlar. Çekiniyorlar benden. Senin öğüdüne uyup içimden gülüyorum. Bu iki adam dünyada hoşgörü diye bir şey olmadığını bilmiyorlar. İnsan kendininkine uygun olmayanı bağışlamaz. Biz, hoşgörüsü olmadığını bile bile, başkalarında kendininkinden ayrıyı bağışlamaya çalışana hoşgörülü diyoruz.
-Bize karşı iyiler ya!
-Bilmiyorlar da ondan. Ölçülerine uyacağımızı sanıyorlar. Bilseler kovarlar bizi.