Gönderi

Küçükken doğungünlerini çok severdim , böyle bir ay, hata ve hatta iki ay önceden kutlardım. Bazen abim bi pasta alırdı, ben oturma odasında olurdum. Bilirdim mutfakta hazırlık yaptıklarını. Sessizce beklerdim biri beni çağırsınlar artık diye. Abim gelirdi, böyle şuanın rulo keki gibi bir pastayla kutlardık doğumgünümü . Dört kişiydik. Çok güzeldik. Sonra abim gitti, okuldu, askerlikti, işti derken kocaman yıllarım ondan ayrı geçti. Ama olsundu uzaktada olsa bir abim, yanımda bir annem ve babam vardı. Doğum günlerimi bu sefer sadece ben kutladım, ama dedim ya olsundu arkadaşlarım vardı. Yinede asla o pastaya dört kişilik kutladığımız doğum günün çeyreği olmazdı. Ve işte yıl 2019 ve doğum günüme 6 gün kalmış. Berbat üç hafta geçirmişiz ailecek. Babam, canım hastaydı. Morali yerinde olsun diye doğum gnüme 6 gün kala dedim bi pasta alsam kutlasam, şu lanet hastane babamın gülümsemesini tatsa biraz güzelleşse adında lanet taşıyan yer belki bizim gülümsemelerimizle güzelleşir. Çocukluğımdaki gibi önceden de kutlamış olırım dedim. Pastaneye gidiyodum. Belki on belki yirmi adım kaldı vazgeçtim. Dedim tam gününde kutliyim. Lan iki ay önce kutluyan küçük kız o gün kutlamadı doğum gününü. Doğum günüme beş gün kalmıştı yani ertesi gün olduğunda babam bana sessizce veda etti. Göz yaşlarımda sakladım onu ben. O lanet doğum gününü onunla kutlıycaktım ben. Kutlıyamadım. Küçük kız çocuğu mumlarını üflemedi o yıl. İçi kor gibi yanarken, ne mumu?! Mum görse ateşnden korkardı. Şimdi ben bunları niye buraya yazdım,olurda unutursam yaşadıklarımdan bir tutam, bunları okuduğumda zehir olup kalbime aksın diye...
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.