Oğlunu anımsamak Anna'yı, içinde bulunduğu umutsuz durumdan birden çıkarmıştı. Son yıllarda kendine amaç edindiği –hayli abartılmış olsa bile, içten– oğlu için yaşayan anne rolünü anımsamış; ...
‘’Anna Karenina’’nın çalışmaları L.N.Tolsoy’u geriyordu, bundan dolayı çalışmalarını sık sık erteliyordu (romanın son versiyonun dışından 9 taslak daha yazılmıştı, yazarın romana soğuk davranmasının sebeplerİnden biri de bu olabilir). Romanın başarısına kayıtsızdı. Tolstoy’un Afanasi Afanasieviç Fet’e (resmi soyadı Şenşin, L.N.Tolsoy’un arkadaşı) yazdığı mektupta ‘’sıkıcı ve ahlaksız Anna’dan iğrendiğini ’’ söylüyordu.
Anna evli bir kadın, eşi büyük devlet memuru, üstelik sevemediği biri. Sevgisiz geçen hayatı uzun yıllar Anna idare eder, ta ki Vronski gelene kadar.Onunla mutlu olmak …Toplum Annanın itirafını kabul görmedi, gizli aldatmalar daha makul görülüyordu... Fakat mutluluk duygusu kıyametin gelişini sezmiş gibiydi.
Anna gibisi yok :) dostamisc Bey.
Ben Anna'yı sevdim, Masiva :)
1.Anna’nın ruhu Vronski ile Karenin arasından çatallaşıyor. Şaşırtıcı değil çünkü biri oğlunun babası ve onu sevmemek mümkün değil, diğeri ise aşık olduğı adam. İkisinin birleşip bir olmasını hayal eder Anna.
2.Aristokratik toplumun soğukluğu elbette Anna'ya da sinmiştir.
3. Rus kadınlar soğuktur genel olarak.
Bunlar çok önemli unsurlar, Masiva :)
Soğuk birisi sevemedim. Ölüm döşeğinde kocasını sayıklamıştı sonra iyileşince yine eski halini aldı. Burada cidden çok üzüldüm. Ben bile kırıldım bu davranışına.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.