Elbette Âkif merhumun şiiri birinci olacaktı. İstiklâl Marşı için meclise gönderilen şiirlere baktım. Necip Fazılınki dahil Âkifinkinin yanında hepsi sönük, hepsi cılız, hepsi kuru hamaset. Âkifinkinde mısralarında hüzün ve gururla karışık bir his yaşıyor, diğerleri ya hep hamaset ya hep mağduriyet. Âkifinki hariç tutulursa 2. Yahut 3. Olabilecek tek şiirler sunlar;
Göz yaşına veda’ et,
Ey güzel Anadolu!
Hakkını korur elbet,
Türkün bükülmez kolu
Cenk ederiz genç, koca
Bugün değil, yarın da
Yadımız ağladıkça
İzmir ezanlarında.
Hak yolunda kan olur.
Dünyalara taşarız;
Ya şerefle vurulur,
Ya efendi yaşarız.
Her gün yeni bir hile
Arkasında satıldık;
Her gün yeni bir dille
Yurdumuzdan atıldık.
Yeter, ey kabemizi
Elimizden alanlar
Alıkoyamaz bizi
Yolumuzdan yalanlar.
Biz bu yolda sel olur
Dünyalara taşarız
Ya şerefle vurulur
Ya efendi yaşarız.
Hangi alçak el alır.
El zinciri boynuna?
Kim Yunanı bırakır;
Türk kızının koynuna?
Biz ki Türk’üz, muhakkak
Her Milletten uluyuz
Yer yüzünde biz ancak
Yurdumuzun kuluyuz.
Yurt yolunda kan olur
Dünyalara taşarız;
Ya şerefle vurulur.
Ya efendi yaşarız.
Matbuat Müdüriyeti Umumiyyesi muharrirlerinden
Kemaleddin Kamu
Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.
Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yolu izinden git, KILAVUZ’un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!
Necip Fazıl