Kitabın ilk yarısını birkaç günde, ikinci yarısını ise bir gecede bitirdim. Son sayfalarını ise ağlayarak okudum. Aslında bu kadar moda olmuş, dillerde dolanan bir kitaptan öyle pek de bir beklentim yoktu. Ama gerçekten kitabı beğendim.
Aradığı aşkı, kendi insanını, Maria Puder'i bulmuş, fakat pek çabuk kaybetmiş Raif'in hikayesi. Aşkın insanı nasıl güzelleştirdiğinin, hatta dünyayı bile ne derece güzelleştirdiğinin; fakat bu aşkı kaybetmenin de insanı nasıl bir cehenneme attığının, yaşarken ölmenin nasıl bir şey olduğunun, çok ayrıntıya boğmadan ve gerçekçi bir şekilde anlatımı bu kitap.
Halâ ağlıyorum, ne tuhaf.. Kitaptan o kadar çok alıntı paylaştım ki, okumuş kadar olabilir takip edenler. Çünkü söylemek isteyip de, kelimeleri bir türlü o şekilde birleştirmeyi beceremediğim cümleleri gördükçe paylaşmadan duramadım.
İskelet olarak klasik bir aşk hikayesi olsa da, detaylara bakıldığında sıradan olmaktan çok uzak. Aşkın, aşka en uzak olana bile nasıl çelme takabileceğinin kanıtı.
"Şiddetle tavsiye ederim" lafından hiç hoşlanmamama rağmen, şiddetle tavsiye ediyorum..