Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Kadınlar ağacın, ağaçlar kadının dilinden anlardı o zamanlar. Meyve ağaçlarının çiçeklerine bakar, baharı duyardı kadınlar. O çiçeklerden, içlerinde bir yıl sürecek serinlik ve yaşama sevinci biriktirirlerdi. Evlerin içi çiçek, dışı çiçek olurdu. Tanpınar'ın, Huzur romanında Nuran, evlerinin bahçesinde meyve ağaçlarının çiçeklerini görmek ister en çok. Badem, erik, şeftali, elma. Çünkü bu ağaçların çiçekleri, "ömürleri kısa olsa bile insanda bütün bir sene devam edecek hayaller uyandırabilir"di. Şimdiyse kadınlar, çiçek açmış ağaçları uzaktan ve bir yabancıya bakar gibi seyrediyor. Bir köşe başında köpürmüş erik ağacını, bademi, kayısıyı fark etmeden, çiçeklerine dokunmadan geçip gidiyorlar. Bakmaya, dokunmaya cesaret edemiyorlar belki de. Ve korkarım kadınlar, meyve ağaçlarının adlarını da bilmiyor artık. Kış boyu onlara bakıp "hele bir çiçek açsın, içimi bembeyaz düşlerle süslesin, varıp pembe beyaz çiçeklerini okşayıp seveyim, sonra meyveye dursun; ellerimle koparayım meyvelerini.. Sonra reçeller kaynatayım, marmelatlar yapayım..." diye bekleyip duran kadınlar, uzak zamanlarda kalmış olmalı. Meyve ağaçlarının incecik çiçekli dallarını saçlarına takan kadınlarda..”
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.