Kuş Diline Öykünen Devecioğlu'nun ilk romanı.
Kendisi de siyasi hareketin içinde yer almış ağır bedeller ödemiş olan ( 26 yaşındaki eşi işkence nedeniyle ölmüş) Devecioğlu, 12 Eylül öncesi ve sonrasını anlattığı kitapta, bir kuşağın umutla başlayan, sorgulamalarla biten hikâyesini Gülay karakteri üzerinden objektif bir şekilde anlatmış.Kitaptaki işkence sahneleri kan dondurucu doğal olarak.
Kitabın derdi bence aşağıdaki alıntıda en güzel şekilde ifade edilmiş.
"Sence, kaybolan bir şeyin gölgesi olur mu?"
"Anlamadım ki!"
"Bunun gibi." Çekilip, demirden, biçimsiz kütlenin arkasına çömeldi.
"Olmaz, dedi Gülay; "bak, olmuyor..."
"Biz, kaybolan şeyin gölgesiyiz, işte!"
Bu sözlerin yarattığı derin hüzün, ikisinin de yüzlerini sarartıverdi.Gülay'ın yüreği korkuyla sıkıştı, can acısıyla donup kaldı. ( syf 192)