Ömer'le yaptığınız yayını tekrardan dinler gibi oldum. Oldukça emek vermişsin, emeğine sağlık :) Yayında da demiştim benim aklıma annelik içgüdüsü konusu ve evrimle ilgili yani bilimin kasıtlı olarak denilen yönde kullanılıyor olma savı pek yatmiyor yani şerh koyuyorum ama ileride üzerine egilirim, araştırırim bunu şeklinde.
Bunlar dışında özellikle bizim toplumun pek kaldirabilecegi bir konu değil açıkçası. İncelemede de degindigin üzere aile direkt kutsaldir mantığı hakim. Ama dediğin gibi ve incelemede çok hoşuma giden bir sözdü: "Tam da kutsalin olduğu yere gerekir sorgulama"
Ayrıca "Toplum bir kadını kendi haline birakmaktan ölümüne korkar" sözü oldukça yerinde bir tespit. Özellikle bizim toplumumuzda bir de şu var: Annelik kutsal, evet kutsal, yani annelik çok kiymetlidir. Annelerimizi sevelim, sayalim tabiki. Ancak mesele şu ki; kadın anne olunca veya annelik özelliğin veya kuvve'si taşıdığı için kutsal veya kiymetliymis gibi bir algı var. Hatta herkesin sahih olup olmadığını da merak etmeden ve üzerine gerektiği kadar düşünmeden paylasilagelen meşhur "cennet annelerin ayaklarının altındadır," sözü bence ilgili zihniyetin aile, kadın ve toplum yapısı hakkında adeta bir slogan ve anahtar cümle vermiş oluyor. Neden cennet kadınların ayakları altında değil mesela? Annelerin ayakları altında denilerek kadının cennet için anne olabilmesi elzem hale getirilmiş en azından bilinçaltına buna yönelik bir mesaj verilmis olmuyor mu? Aynı zamanda kadının anne merkezli bir hayat yaşadığı bir toplum işaret edilmiş olmuyor mu?
Hani linç edecekseniz yıne edin de ama birazcık da lütfen koşullanmadan ve ofkelenmeden evvel biraz özgürce sorgulayin.☺