Gönderi

331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Herkesin eşitlendiği ve yönetimin tamamen ortadan kalktığı bir ortamda eklenen her kişi ile beraber ortak yaşamın nasıl zorlaştığını ve bir süre sonra toplumun genel çıkarının veya insanca yaşamanın nasıl da bir kenara itilebildiğini akıcı bir dil ve iyi betimlemelerle vermiş. Özellikle kimse görmediğinde basit temizlik alışkanlıklarının nasıl yitirildiğini görmek heyecan verici. Ortak yaşamın zorlukları ile ilgili bir arkadaşım "evlilik çok güzel, eşimle ilgili de şikayetim yok. Ama biriyle ortak bir yaşam sürmeye çalışmak çok zor ve hayli emek istiyor" demişti. Kitapla beraber ona hak verdim... Ve kitapta hiç isim geçmiyor sadece sıfatlar var, yine de unutmuyor veya zorlanmıyorsunuz. Hatta isimleri olmasından daha kolay. İsmi olanları zihnimizde kategorileyip onlara sıfat verip o kişi anıldığında veya sahneye çıktığında hatırlamak için o kategori ve sıfatlara başvuruyoruz. Zaten isimlerin kimlik tespiti dışında bir anlamı yok. "birinci kör" dediğinde kim olduğunu anlıyoruz. Adına Ali demiş olsaydo da biz kitap boyu onu ilk kör olarak kodlayacaktık... Hayatımızda çok olağan görünen ve basit sandığımız şeylerin ne kadar önemli olduğunu ısrarla vurgulamış. ama bu vurgu batmıyor, olaylar o noktaya geliyor. Politik göndermeleri ve insanların örgütlenme ihtiyacını çok iyi vermiş. kitabın bir yerinde şuna benzer bir cümle vardı, insan gibi yaşayamıyorsak da hayvana dönmemek için elimizden geleni yapmalıyız. bu beni çok etkiledi. Gerçektem bazen insanlığımızdan bir şeyler koptuğu zamanlar oluyor ama bu tüm insanlığımızdan sıyrılmamız gerektiğini göstermiyor. Özellikler her şeyin kamilen yerinde olmasına özen gösteren birey olarak kendime hitap ettiğini düşündüm. Bazen eksik olduğunu veya olacağını görmek o işi tamamen bırakmama ve o konuda yoldan sapmama neden olabiliyor... Elden geldiğince olanı ayakta tutmak lazım. Diğer yandan insanların bir şeyin geçici olduğu zannıyla aldığı tavırla kalıcı olduğunu anladıklarında aldıkları tavır bambaşkaymış. Bir noktada olanı veya olacak olanı kabullenmek kişiyi tamamen değiştiriyor. Zorba koğuşun yaptıkları başlarına gelene kadar kimse diğer koğuşun durumunun ciddiyetini anlayıp gerçek bir tepki koymadı, hatta olurken bile. ama ne zaman artık bu işin bir sonunun gelmeyeceği anlaşıldı o zaman tepkilerini koydular. körlerin silaha olan tepkilerini düşündüğümde şunü gördüm, kişi tehlikenin nereden veya nasıl geleceğini bilmezse tamamen boyun eğiyor. Rakibi görüp kaçmak bile bir tepkidir. Ama nereden geldiğini bilmediğiniz şeyden kaçamazsınız. Özetle yazarda hissettiğim şey bizi tanıyor.. içimizde yaşamış ve yaşadığını yazmış... Konu kurgu ama yazdığı şey insanın kendisi...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,2bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.