Âkif, maddî sıkıntı içindeydi, ama halinden şikâyet etmiyordu. Hatta Abdülvehhab Azzâm, kendisine, üniversitede Türkçe muallimliği teklif ederken, "Âkif Bey, bilmem ki, size zor mu gelir? Zahmet olur mu?" diye sorunca, şöyle cevap vermiş:
"Doktor, size bunu ben arzetmek istiyordum. Sizinki keramet gibi oldu. Param bitti, çareler düşünüyordum"
"Efendim, Kahire'ye gidip geleceksiniz, çoluk çocuğa gramer okutacaksınız" deyince de, Abdülvehhab Azzâm'ı ağlatan şu cevabı vermiş:
"Hamallık yapmaya da razıyım..."