Gönderi

İdeolojinin Sineması Ulusal bir bilinç oluşturma ve cumhuriyet etrafında bir araya gelme düşüncesiyle çekilen "Boğaziçi Esrarı" gibi başka filmler de vardı. Yine 1938 yılında Musahibzâde Celal'in aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan "Aynaroz Kadısı" ve 1939 yılında çekilen "Bir Kavuk Devrildi" isimli filmler Osmanlı adalet kurumlarını ve bu kurumlari temsil eden din adamlarını hicvediyordu.Bu dönemlerde çekilen tarih filmleri de yine romanlardaki temalardan farklılık göstermez. Din, din adamı, dinî değerler ve dindar insanlara saldırı ve aşağılama filmlerin ortak temasıdır. Bir başka ortak nokta da tarih filmlerinde içerik olarak Millî Mücadele'nin İngiliz, Fransız gibi düşmanlara karşı değil de hilafetçi-dinci olarak yansıtılan kesime karşı verildiği temasıdır. Filmlerde iyiler cumhuriyetçi, modern, ilerici ve hep güzel insanlar olurken, düşmanla iş birliği yapan, kötü, çıkarcı, menfaati için ülkesini düşmana satan tipler de dindar kişiler olarak gösterildi. Yani filmlerde topluma aşılanan görüş Millî Mücadele'de, vatanı kurtarmak isteyen vatanperver cumhuriyetçilerle, düşman safında yer alan hilafetçi-padişahçılar arasında geçmiş ve neticede de iyi olan cumhuriyetçiler bu savaştan galip çıkmışlardı.Yönetmenliğini yine Muhsin Ertuğrul'un yaptığı ve bir Fransız oyunundan uyarlanan 1928-29 yapımı "Ankara Postası" isimli film bahsettiğimiz bu konuyu işler. Ertuğrul'un, 1932'de çektiği "Bir Millet Uyanıyor" filminde de Kuvâ-yi Milliyeciler ve hilafetçi-padişahçılar yine karşı karşıya gelir. 1959 yılında bu kez Nejat Saydam sahneye çıkar ve "Kalpaklılar" isimli filmiyle aynı temayı işler. Bu zihniyete göre Kurtuluş Savaşı, aslında bir iç savaştır. Osman F. Seden imzalı 1959 yapımı bir başka film "Düşman Yolları Kesti" dir. Film yeni olsa da yaklaşım aynıdır.Millî Mücadele dönemi filmleri içinde en prototip diyebileceğimiz film ise "Vurun Kahpeye" filmidir. Film, Halide Edip Adıvar'ın 1923 yılında Akşam gazetesinde tefrika edip 1926 yılında kitaplaştırdığı romanından beyaz perdeye uyarlanır. Üç kez çekilen filmi ilk olarak 1949'da Lütfi Akad, 1964'te Orhan Aksoy ve 1973'te Halit Refiğ perdeye yansıtır. Filmde çizilen müslüman tipi, yine gerici, yobaz, düşmanla iş birliği yapan hain bir tiptir ve kendisinden sonra gelen diğer sinema filmlerinde kullanılacak olan din adamı, dindar insan tiplerine de örnek oluşturur.Halide Edip'in manda fikrini şiddetle savunan bir kalem olduğunu da unutmamak lazım gelir. Amerikan mandası fikrini benimsiyordu. Halide Edip kendisi gibi düşünen Refik Halit, Ahmet Emin, Yunus Nadi, Ali Kemal, Celal Nuri gibi isimlerle 14 Ocak 1919'da Wilson Prensipleri Ce- miyeti'nin kurucuları arasında da yer almıştı. Söz konusu Amerikan mandası tezi ise vatanı düşman işgaline karşı savunmayı amaçlıyordu! Bu dilemmayı çözebilen beri gelsin.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.