Sustuğun
yerlere
sesimi,
haykırdığın
yerlere
yüzümü
taşımaktan
yorgunum…
Ben bu rüzgârlarda savruluyorum;
sen hangi rüzgârlarda ey uçurum çiçeği?
Hep “mevsimler” diyorsam,
bunlar kirli mevsimler; üşüyorum, ellerini ödünç ver.
Sus, söndür küllerime çok sokulan yangını.
Bilmem ki kaç bin damla gözyaşına akıyor ömrüm
bin kaçını ödünç ver...
Sustun;
sustukça çoğalan boşluğa vurdum.
Sonra bir uçurum ıssızlığı kadar dalgın
ve yorgun.
“Yalnız kentler” diyorsam,
sen de kentler gibi yalnız ve baştan sonra günahkâr.
Günahına ey uçurum çiçeği, Günahına vurgunum…
Günahına
vurgun!
Sayfa 54 - 7. Baskı: Mart 2000, Scala Yayıncılık (bütün şiirleri 1 cilt ile)Kitabı okudu