Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
AVRUPA'NIN YOK OLUŞ DENEMESİ
SALGIN GÜNLERİNDE İNCELEME GİRİŞİMİ Rusların savaş edebiyatı yazarlarından Ehrenburg. 1. ve 2. Dünya savaşlarına bizzat şahit olmuş , her iki savaşta da muhabirlik yapmış. Bu savaşları anlattığı gayet kapsamlı kitapları elimde mevcut fakat bu kitabıyla başlamak nasip oldu , pişman mıyım hayır.. 1923 senesinde bu kitabı yazdığında Ehrenburg , henüz 1. Dünya Savaşı biteli 5 yıl , büyük salgın İspanyol gribi biteli ise 3 yıl olmuştu. Bu arada İspanyol gribinin isminin İspanya kökenli bir salgın olmasından değil , İspanya basını tarafından üzerinde ciddiyetle durulup anlatılmasından geldiğini hatırlatalım. TRÖST : AVRUPA'NIN YOK EDİLMESİNİN ROMANI Nasıl anlatmalı ne etmeli , muhteşem bir kurguyla karşı karşıyayız. En son böyle bir işleyişi ben Şibumi kitabında okumuştum. Merkezde bir kahraman (anti kahraman) olan küresel etkiye sahip hikayeler.. 1928- 1940 yılları arasında geçenlerin anlatıldığı roman , insanüstü kahramanımızın sıradışı hikayesidir. Yazar , bu adamın eliyle Avrupa'nın yok oluşunu anlatır. Bu anlatılanlar gerçekte yaşanmamış olsa da 1939-1945 yılları arasındaki 2. Dünya Savaşında Avrupa'da yaşananları göz önünde bulundurursak gerçekler de en az bu kurgu kitap kadar vahimdir. Avrupa bu savaşta neredeyse yok olmanın eşiğine gelmiştir. Yens Boot : Avrupa'yı yok eden adam. 1893 yılında dünyaya gelir kahramanımız , babası bellidir ama belli belirsiz ve ona babalık etmeyecek bir çocuktur , bir piçtir. İşte Avrupa'dan intikam almasının sebebi kısaca budur , bir Avrupalı kraldır babası , tanımadığı ve sadece bir kere beraber olarak hamile bıraktığı bir kadından doğan Yens Boot. Bir diğer intikam sebebi ise yine Avrupalı bir kadına aşık olup ona kavuşamamasıdır. Bu hikayeyi de yazar bize mitolojiyle de bağlayıp Zeus - Avrupa hikayesi üzerinden öyle bir anlatır ki hayran kalırız. Çocukluk döneminden sonra uçan kaçan vuran kıran coşan , dünyayı kasıp kavurmayı kafaya koyan adamımız neler yaşamaz ki.. Defalarca bata çıka , bir zengin bir fakir ola ola , yana yakıla Avrupa'yı yok etmenin derdine düşer. "1925 'de Rotşild , Stines , Luşer gibi Avrupa'nın ileri gelen endüstri krallarını , bankerlerini geride bırakarak inanılmayacak bir zenginliğe ulaştı. Fakat küçük bir tezgahtarın alçakgönüllü alışkanlıklarına sahip olan Yens Boot için paranın fazla bir çekiciliği yoktu." Sonra sıfırı tüketir yeniden. Evet efendim onun derdi para değil , Avrupa'yı yok etmektir. Böylece 1927 senesinde Avrupa'dan Amerika'ya gitmek üzere gemiyle yola çıkar. Gemideki ultra zenginlerden birinin yanına sızar , masör olarak. Amerika'ya gittiğinde bu adamla birlikte başkaca 2 büyük zengini daha etkisi altına alarak , onlara servetlerine servet katmayı teklif eder , bunun yolu ise Avrupa'nın yok edilmesidir. Teklifi kabul edilir , göstermelik bir şirket kurulur ve bu 3 büyük patron bir genel müdür atar , müdür Yens Boot böylece planlarını uygulamaya başlar. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde iç karışıklık çıkartır , kimyasal yöntemlerle türlü çeşit salgın hastalıkları yayar , örneğin bir ülkede hafıza kaybı yayılır , bir diğerinde deri hastalıkları , bir diğerinde uykuya dalıp öldüren bir hastalık , daha neler neler.. Almanya'dan başlar işe , Almanya'da birkaç ay içinde herkes ölür , şehirler yaban hayvanlarına kalır , doğa çöle dönüşür. İtalya , İngiltere , Hollanda , Balkanlar derken bütün Avrupa 1927-1940 arasındaki 13 senede insansız bir araziye dönüşür. Sadece 200 sayfalık bir kitapta böyle benzersiz bir hikayeyi , çokça hayrette bırakarak , yer yer güldürerek anlatabilmek yeteneği karşısında şaşkınlığa uğradım. Ve bence bu kitap keşfedilmeyi bekleyen bir hazine olarak duruyor. Aslında pek çok şeyden bahsedemedim ama hem anlatması çok zor hem de bu kadarla yetineyim , son olarak şu salgın günlerinde yüzünüzü gülümseteceğini düşündüğüm birkaç alıntıyla bitireyim , imkanı olan bu kitabı alsın okusun derim. Herkese iyi okumalar.. "İri cins bir maymuna benzeyen tuhaf bir yaratık duruyordu karşımızda. Ama yaratığın suratında ince bir burun gözlüğü görünce onun insan olduğunu anladım. Üstelik anadan doğma çıplaktı. Henüz fiilen karım olmamış bulunan Ket'e yüzünü başka yana çevirmesini söyledim. Çırılçıplak da olsa gözlük kullandığına göre , karşımda okumuş bir insan bulunduğunu düşünerek , pasaportumu gösterdim." "Üç yıldır ilk kez bir müşterim oluyor. Başınızı biraz geriye alır mısınız ? Buradan çok insan gelir geçer ama artık traş filan oldukları yok , hepsi sakal bıraktılar. İlkel yaşamın bir eksikliği bu. Zar zor geçiniyoruz işte. Salgın sırasında Viyana'dan çokça barut getirmiştim. Bol bol keçi , tavşan avlıyorum. Yaşantımızın özenilecek bir yanı yok. Dün kız yeğenimi kurt yedi. Kolonya ister misiniz ? Eskiden biraz kalmıştı da... Kültürlü insanla konuşmanın zevki başka. Ben burada Avrupa'nın son temsilcisi sayılırım."
Tröst
TröstIlya Ehrenburg · Oda Yayınları · 197933 okunma
··
190 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Eline sağlık, hiç okumadım Ehrenburg, sevmem gibi geliyordu. Ama dediğim gibi bulabilirsem başlarım buna. Olmazsa başka tavsiyen var mı yazardan?
Osman Y. okurunun profil resmi
Sağolasın , yeni baskısı yok sanırım ama ikinci elden temin edebilirsin , diğer kitaplarını okumadım. Paris Düşerken okunmuş en çok , bizim Ebu İnce de okudu bayağı tanıyor yazarı diğer Ruslar gibi :)
Ebru Ince okurunun profil resmi
Sahaftan sahafa koştuğumuz günler geri gelse de biz de bulsak okusak :))) 👍
Osman Y. okurunun profil resmi
Çok amin :) Bunu da sahaftan almıştım :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.