Gönderi

490 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
KAFAMDA BİR TUHAFLIK hem bir aşk hikayesi hem de bir destan. Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbuldaki hayatlarını hikaye ediyor. Romandan kısaca bahsedecek olursak, kısa tutmaya çalışacağım ama başarabilir miyim bilmiyorum. Çünkü Kafamda Bir Tuhaflık en sevdiğim kitaplar arasında yer alıyor. BU KISIMDAN SONRA SPOİLER VAR DİKKAT!!! Kitabın ilk iki kısmı ortadan başlıyor, ilk başta pek bir şey anlaşılmıyor çünkü bunlar kim neler oluyor diyorsunuz. Daha sonra üçüncü bölüm başlıyor ve bu bölümde Mevlutun İstanbula gelişi, İstanbul hayatına alışması, okula başlaması, tıpkı babası gibi yoğurt ve boza satmaya başlaması anlatılıyor. Günler geçiyor Mevlut kuzeni Korkutun düğününde bir kıza aşık oluyor. Aşık olduğu kız aslında Samiha ama diğer kuzeni olan Süleyman(kitap boyunca ondan nefret ettim) onu kandırıyor ve kızın Rayiha olduğunu söylüyor. Rayiha ise ortancı ve daha az güzel olan kız. Süleyman da böylece Samihayla evleneceğini düşünüyor(ama çok yanılıyor). Üç yıl boyunca yanlış kişiyle mektuplaşıyor Mevlut ve evet sonunda Rayihayı Samiha zannedip kaçırıyor, Rayiha zaten ona aşık. Tabi ki Mevlut Rayihaya bunu belli etmiyor hatta nikah bile kıyıyorlar. Bu zorlu İstanbul yaşamında Rayiha onun can yoldaşı oluyor, Mevlut bir de bakıyor ki Rayihaya aşık olmuş, o olmadan hiçbir şey yapamaz olmuş. Neye niyet neye kısmet durumu oluyor ama Mevlut kişiye hak ettiği değeri de sevgiyi de pek âlâ veriyor. Bu süreçte tavuklu pilav satıyor, boza satıyor, büfecilik yapıyor vs. Kısacası geçinmek için elinden geleni yapıyor. Günler geçiyor biricik Rayihasını kaybediyor(aptal Rayiha hiç olmayacak bir şey yapıyor) ve hayatından bir şeyler kopup gidiyor. Derken kızları da evleniyor ve Mevlut hepten yalnız kalıyor. Ee tabi Samihanın kocası, Mevlutun da can arkadaşı da ölüyor. Kaldı mı bu ikisi yalnız. Bu ikisi evleniyor, ben burada çok sinir olmuştum ama demek ki insan bazen ne kendisine ne de gençlik aşkına söz geçirebiliyor. Hikayenin sonlarına yaklaşıyoruz böylece. Mevlutlar gecekondu hayatından on iki katlı apartmana taşınıyorlar çünkü yıl olmuş 2012. Bu hikayede hem canım İstanbulumun yıllar içindeki değişime şahit oluyorsunuz, hem kadının aile içindeki tutumunun ve söz sahibi oluşunun değişimine şahit oluyorsunuz hem de yüreği pamuk gibi olan Mevlutun kafasındaki tuhaflığı anlamaya çalışıyorsunuz. Kitabın son sayfasında ise şunlar geçmektedir. “ Süleymanın balkonundan gördüğü manzara canlandı. Şehre söylemek, duvarlara yazmak istediği şey şimdi aklına gelmişti işte. Bu hem resmi, hem şahsi görüşüydü; hem kalbinin hem de dilinin niyetiydi: ‘Ben bu alemde en çok Rahiyayı sevdim,’ dedi Mevlut kendi kendine.” Evet bu son kısım beni çok etkilemişti, elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım. Umarım sizler de severek okumuşsunuzdur ya da okumayı dilerseniz eğer çok seveceğinizi düşünüyorum. Keyifli okumalar..
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma
·
2 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Anna K. okurunun profil resmi
"Yüreği pamuk gibi olan Mevlut'un kafasındaki tuhaflık" Ümstad o nasıl betimlemedir öyle 😁
Betül taş okurunun profil resmi
Estagfurullah, hissettirdiği tam olarak oydu😊🙏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.