Gönderi

Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir.Bildiğin o hırs , haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.Harese şudur evladım:Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden , aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani.Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır .Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.Keskin diken devenin ağzında yaralar açar,o yaradan kanlar akmaya başlar.Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu,devenin daha çok hoşuna gider .Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunamazsa kan kaybından ölür deve.Bunun adı haresedir.Bütün Ortadoğu’nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.Kendi kanının tadından sarhoş olur . Melek Tavus ile Meleknaz birleşiyor yavaş yavaş ve uzaklarda bir kadın ‘İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız biz ‘ diyerek ağlıyor.Biz bu ülkenin okuryazarları, boşluğa düşen bir trapezci gibiydik. Doğu askısını bırakmış, batı askısını da yakalayamadan aşağı düşmüştük. İnsan umudunun bir kısmını kaybederse üzgün görünür , ama tamamen umutsuz kalınca boşluğa bırakır kendini ifadesiz olur.Minicik 8 yaşındaki Nergis de tüm bunları yaşadıktan sonra uçurumun aşağısında tek bir cümleyle veda etti: ‘ben bir insandım abla ...’ Bu dünya bir penceredir , her gelen bakıp geçti. Bu dünya yalan dünya , öteki de şüpheli... Belki de insan kaderini taşıyordur dedim kendi kendime, Kavadis’ in ‘’ şehir ardından gelir’’ dediği gibi. Suriye’de iç savaş olmasaydı , dünya bu savaşı körüklemeseydi, Meleknaz’ın, Zilan’ın, Nergis’in başına bunlar gelmeyecekti, köylerinde evlenip çoluk çocuğa karışarak yaşayıp gideceklerdi. Üç milyon mülteci Türkiye’ye gelmeyecek , Hüseyin Meleknaz’la karşılaşmayacak ,Safiye’yle evlenip hayatını sürdürecekti.Dünya bu kadar önyargılı olmasaydı, masum tavuskuşu hayranlarının şeytana taptığına inanmayacaktı. Daha çok batılı gibi görünmeye çalışarak değer kazanma çılgınlığını görünce ister istemez aklıma Şengal dağının ıssız bir koyağında taşların altında uyuyan ve şimdiye kadar çoktan parça parça olmuş küçük bir kız çocuğu gelir. Hüseyin’in başına gelenler... O gün orda müslümanlar ve Haçlı naziler ortak bir cinayet işledi. Katil olduktan sonra ha haç takmışsın boynuna , ha Hilal , ne farkı var birbirinden.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.