"Çalışmanın sermayeye, çalışanın çalıştırana esir olduğu bir dünyada iktisadi hürriyet, sadece sermayenin hürriyeti demektir.
İnsan siyasi hürriyeti ne iktisadi, ne de ruhi hürriyetinden ayrı düşünülebir.
Hürriyet problemi tek bir bütündür. Parçalanmaz.
Hürriyetin şahsiyetle münasebetini aramayan hukukçu, yalnız fertle devlet arasındaki münasebet planında kalınca, aptalla zekiye, bilgisizle alime, görgüsüzle görgülüye aynı rey hakkını tanımak zorunda kalır.
Böyle bir hürriyet ve müsavat anlayışıyla iki ahmak bir dahiden üstündür.
Partilerin seçimlerde aptal avcılığına çıkmaları, onları kandırmak için başvurdukları demagojinin demokrasi yerine geçmesiyle neticelenir."