Gönderi

Varoluşçuluk
Varoluşçuluk, 19. yüzyılın ortalarında, baskın sistematik felsefeye karşı bir tepki olarak doğmuştur. Geleneksel felsefeyi biçemsel yönden gerçek insan deneyiminden fazlasıyla soyut ve uzak olarak görmüştür Søren Kierkegaard ilk varoluşçu filozof olarak kabul edilir. "Varoluş özden önce gelir.”: Yaftalar, roller, kalıplaşmış davranışlar, tanımlar veya diğer önyargılar kişi bazında toplumsal bir maske görevi görmektedir. İşte bu yapının içindeki dışa vurulamayan temel, "öz"ü oluşturmaktadır. Dünyadaki anlam yitimi nedeni ile, herhangi bir zamanda, her şey herkes için geçerli olabilir. Bu kaybolan gerçeğin içinde birey; hiç hesapta olmayan trajik bir olay ile karşı karşıya kalabilir. Absürt kavramı tarih boyunca edebiyatta önemli bir yerde olmuştur. Søren Kierkegaard, Franz Kafka, Fyodor Dostoyevski, Jean-Paul Sartre ve Albert Camus'a kadar birçok kişi, dünyadaki belirsizleşen gerçeği tanımlayan edebî çalışmalarda bulunmuştur. Julien Benda’nın ifadesiyle “Varoluşçuluk, düşünceye karşı yaşamın isyanıdır.”
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.