Gönderi

"Çoğumuz, hayatımız boyunca bir şeyi ya da birini aradığımızı hissederiz. O şeyin ya da kişinin ne olduğunu bilerek yapmayız ama bunu; içimizde bir his, bir ses, bir titreşim bizi o şeye doğru çeker. Bir tamamlanamamışlık duygusu eklenir bu arayışa. Henüz hiç bilmediğimiz ve tanımadığımız bir şeyin özlemi vardır en derinlerimizde, adını koyamayız. Belki yaptığımız her seçimle bir adım daha yaklaşıyor ya da tam tersine uzaklaşıyoruzdur; belki de kendimizi arıyoruzdur tüm bu yolculukta. Kendimize ait bir parçayı… Bizi tamamlayacak, büyük patlama esnasında parçalara ayrılan atomlarımızı yeniden bir araya getirecek o son parçanın peşine düşmüşüzdür belki de. Bir tür yaşama uğraşına dönüşür bu arayış. Bizi birbirimize bağlayan ipler bir sebepten dolayı kopmuştur ve biz tüm bunlardan habersiz yeniden örüyoruzdur o ipleri, sonunun nereye varacağını hiç bilmeden. İpler, akan zamandır. Bizi birbirimize bağlayan ya da birbirimizden kopartan da zamandır. Hani der ya şair: “Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını, Takvim tutmazlığını, Aramızda bir düşman gibi duran Zaman’ı, Daha o gün anlamalıydım, Benim sana erken, Senin bana geç kaldığını…" Bazen geç kalırız ona ya da o bize erken gelir ya hani, işte öyle… Zamanlarımızın kesişmesinde gizlidir tüm cevaplar, tabii zamanlarımız kesişirse… " Alıntı
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.