Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
10/10
Kitaplara gönlünü adamış güzel insan olma yolundayken Göğü Delen Adam'ın hikayesi ile. Okurken "Nasıl olur da daha önce bu kitaba rastlamadım" diye hayıflanmadan kendimi alamadım. Kabile reisi Tuiavi'nin şu sözleri üzerine cidden modern Papalagiler! olarak kafa yormalıyız: " 'Bize, ışığı getireceğinize inandırmıştınız," demişti son kez birlikte olduğumuzda, " 'oysa sizin niyetiniz bizi de kendi karanlığınıza çekmekti!' " Yaşamımızı bir gözden geçirdiğimizde hep bir şeylere sahip olmak için sürekli çalışmak, uğraşmak, çırpınmak zorunda kalıyoruz (Not: Diyeceksiniz ki bir amaç olmayınca hayatın ne anlamı olabilir ki!). Tabi ki hayatımızın bir amacı olacak. O amaçlara ulaşma yolunda yaptıklarımız hayatımıza anlam katacak. Demek istediğim ve kitapta da anlatılmak istenen maddenin, bize sahip olduğudur. Sahip olma uğruna kendimizden, sevdiklerimizden vs. fedakarlık ederiz çoğu zaman. Hırslarımız, kibrimiz, yapmacıklığımız, makam-mevki, şan şöhret sevdamız bizi biz yapan özümüzden uzaklaştırıyor. Doğa gibi bir mucizevi döngüye bile normalmiş gibi bakarız. Mesela şimdi ki çocukların hayatlarına bakıyorum. Doğdukları andan itibaren yaşamları ana-babanın hayalleri, yaşamak istedikleri idealler üzerinde şekilleniyor. Kursa, dershaneye, vs. sözde geleceğini kurtarsın! diye gönderiliyor. Onlara kendi hayalleri sorulmuyor bile. Taaa küçük yaştan itibaren rekabeti, hırsı öğretiyoruz. Aaa bak Ayşe teyzenin oğlu, Kenan amcanın kızı nerelere geldiler, vs... Sonuç ne oluyor? Sevgisiz, duygusuz, hırslı (zarar veren türden), kibirli, yaptığı işten memnun olmayan, sorgulamayan birer robot makineleri ortaya çıkıyor. Sonra biz bu çocuğu yetiştirirken nerede hata yaptık acabaaaa'lı hayıflanmalar...Düşün bakalım Kitapta altını çizdiğim o kadar çok yer var ki...Onlara değinecek olsam uzun uzun gider mevzu...Kitabı bitirdikten sonra ilk düşündüğüm şey şu oldu: Sahip olduğum her şeyi bırakıp Amazon'un balta girmemiş ormanlarında yaşayan herhangi bir kabilede sakince yaşamak.:))) Evet evet kitabın bana hissettirdiği duygu bu oldu. Diyebilirsiniz bu kadar kolay olamaz, hatta yapamazsın. Hele de şehir hayatına, kolay yaşamaya, tembelliğe alışmış biz Papalagiler için zor olsa gerek! Sonra da biz balta girmemiş ormanlarda bu iğrenç dünyanın bağrında temiz kalabilmiş kabileleri de bozarız dedim. En iyisi kendi karanlık dünyamızda kaybettiğimiz ışığımızı aramaya devam... Yazabildiklerimden daha fazlasını bulabileceğiniz bu yorucu inceleme için kusura bakmayın dile getirmek istedim duygularımı anlamlı kitabı herkese tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202014,1bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.