Doğduğumda bir paslı iğne tutuşturmuşlar elime. Al demişler, bununla kendi kaderini işle. Batmıyor, yürümüyor, ellerimi deliyor, parmaklarımı kanatıyor. Tutup dişlerimle çekmeyi deniyorum bazen, dilimin ucuna paslı bir tat yapışıyor. Gergef gümüş, kumaş ipek ya, iğne paslı olunca pek bir kıymeti olmuyor.
Bana paslı iğne veren hayat, başkasına piko makinesi hediye etmiş. Her şey otomatik, bilgisayarlı düzenek. Yukarıdan iki tuşa basıp deseni seçiyorsun, aşağıda makine tıkır tıkır işliyor kaderi. Sen daha ipliği iğneye geçirmeden o bitirmiş, paketlemiş işi.