Gönderi

Romantik Akım Tiyatrosu (18. Ve 19.yy)
Romantik akım, 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, 19. yüzyılın ilk yansında tiyatro sanatında parlak dönemini yaşamış, aynı yüzyılın ortalarında gücünü yitirmiştir. Fransız devrimini hazırlayan görüşlerde romantik düşüncenin tohumlan ekilmiştir. Alman idealist felsefesi ise bu akımın kuramsal temelini oluşturmuştur. Tiyatronun gün- cel sorunlannı kapsayacak biçimde geliştirilmiş olan romantik tiyatro düşüncesi, klasik akımın biçim kurallanna, eğiticilik anlayışına, tikıl ve mantık ölçülerine karşı çıkmış, tiyatronun yansıtması öngörülen gerçe- ğin, yeni bir tanımını yapmış, tiyatro sanatım yeni bir biçim, yeni bir işlev anlayışı içinde değerlendirmiştir.
Sayfa 132Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Y A S İ N okurunun profil resmi
Romantik tiyatronun amacı, tanrı- sal gerçeğe ve insanın doğal özüne ışık tutmak; görevi, insan kişiliğini bu gerçek doğrultusunda yoğurmak, yetkinleştirmektir. Bunu başarmak için yazarın, gerçeği uzak açıdan görmesi, yaşamın çelişkisini tanıması, sonra da onu özüne en uygun bir biçim içinde ifade etmesi gerekir. (s. 132)
Y A S İ N okurunun profil resmi
Özetlersek, romantizm tiyatro düşüncesinde yeni bir aşamadır. Bu aşamada tiyatronun konusu, işlevi, biçimi yeniden belirlenmiştir. Roman- tik akım, siyasal yaşamdaki özgürlük düşüncesinin.tiyatroda yankılanması olarak ortaya çıkmış, klasik kurallardan bağımsız bir tiyatro anlayışını getirmiştir. Romantizm, biçimsel kısıtlamaları aşma ve düş gücüne özgür- lük tanıma açısından modem tiyatronun yolunu açmıştır. Romantik tiyatro düşüncesi, tiyatro sanatının tarihsel gelişimi, traged- yanın yapısı, türlerin özellikleri gibi konularda önemli saptamalar yapmış, tiyatronun eğitme ve eğlendirme görevini yeniden yorumlamış, yeni bir uyum anlayışı getirmiştir. Karşıtların dengelenmesi ile elde edilen bu uyum, tiyatro sanatının tür farklılıklarında yansıyan ikilemlerini, korku ve acıma gibi, yanılsama ve ironi gibi birbirine karşıt etkilemeleri tutarlı bir bütün içinde görebilmemizi sağlamıştır. Romantik tiyatro düşüncesinde tiyatroya, birey vicdanına ışık tutma, insanı uygarlaştırma görevi verilmiştir. İnsanın iç gelişiminde ve çevresi ile olan ilişkilerinin ileriye götürülmesinde tiyatro sanatına duyulan bu güven, bu sanata felsefi düşünce katında değer kazandırmıştır. (s. 162)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.