Gönderi

724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
39 günde okudu
Disconnectus Erectus
Bu kitap hakkında o kadar söylenecek şey var ki nasıl başlanır bilmiyorum okuduğum hiçbir kitaba benzetemediğim apayrı bir dünya... Hakkında makaleler tezler yazılan çok konuşulup tartışılan bu kült eser hakkında inceleme yapmak oldukça zor. Öncelikle uzun zamandır okumayı düşünüp bir türlü başlayamadığım bir kitaptı zaten anlaşılması ve okunması güç olan yazıldığı dönemde yeterince ilgi göremeyen ve anlaşılmayan bir eser . Olay örgüsü bakımından alışılagelmedik bir tarzda yazılmış olması ilk bakışta okumayı zorlaştırıyor. Kitabı çok karmaşık ve anlaşılmaz bulan okuyucuların bu nedenle ya hiç okumaya girişmediği ya da okumaya başlayıp yarıda bıraktıklarını söylediklerini duyuyoruz ki bu da kitaba ön yargıyla yaklaşmamıza sebep oluyor. Bu tür yargılarla kitaba başlamanın kitaba haksızlık olduğunu düşünüyorum. İçeriğine gelirsek, Oğuz Atay, bu eserde hiç ayıklama yapmadan o an kişinin zihninden ne geçiyorsa ruh halini olduğu gibi yansıtıyor bu ilk başta insanı sıksa da biraz düşününce insan zihninin de aynen bu şekilde derli toplu değilde her konu ile anlık düşünce geçişleri şeklinde işlediğini düşünürsek yazar olduğu gibi zihnini size boşaltıyor, geçmişi olduğu gibi önünüze adeta bir flashback etkisiyle getiriyor diyebiliriz. Kitabı ilk okuyuşta gözden kaçan çok fazla ayrıntının olduğunu düşündüğümden mümkünse tekrar okunmasını öneriyorum. Kitabın konusu ise kısaca şöyle; Selim Işık ve Turgut Özben, öğrencilik yıllarında iki iyi arkadaşken, hayattaki tercihlerinin farklı oluşu, yollarını ayırmıştır. Genç bir mühendis olan Turgut özben yakın arkadaşı Selim Işık’ın intihar ettiğini gazetelerden öğrenir. Olaydan çok etkilendiği için gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya çalışır. Selim’in arkadaşlarıyla görüşür. Süleyman Kargı ise ona Selimin yazdığı şarkılar olarak adlandıran şiiri verir.( kitabın en ilerlemeyen sıkıcı iki bölümünden ilki diğeri ise hiçbir noktalama işareti kullanılmayan bölümüdür.) Turgut Özben asıl duymak istediklerine ise Selimin sevgilisi olan Günseli aracılığıyla ulaşır. Anlatılanlara göre bu ilişki sonucunda Selim, Günseli’ye bir mektup yazıp intihar etmiştir. Ve Günseli’ye bıraktığı günlükleri ile Selim, son günlerinde yaşadıklarını anlatmış kendisini intihara sürükleyen tutunamama sürecini “Tutunamayanlar ansiklopedisi’nde” kendisine de bir madde açarak açık etmiştir. Selim’ in günlüklerini okuyan Turgut Özben kendisinin de bir tutunamayan olduğunu anlayarak her şeyi geride bırakarak hayali arkadaşı Olric’le kayıplara karışır.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,5bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.