Gönderi

Tek Adam Rejimlerine Aşinayız
1 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde, "... Kaç mebus alınacak? Hakiki vaziyeti hiç kimse tahmin edemez. Kati vaziyet Gazi hazretleri umumi listeyi ilan edince anlaşılacak" deniliyordu. Meclise girecek tüm üyelerin bir tek kişi tarafından seçildiği koşularda, serbest seçimlerden ve hakimiyetin millete ait olduğundan söz etmek mümkün müdür? Herhalde, "Hakimiyet kayıtsız şartsız Mustafa Kemal'in ve onun yakın çevresinindir" demek, gerçeğe daha uygun düşüyor. Gerçek olan bir şey varsa, o da artık hakimiyetin Sultan' a ait olmadığıydı. Böylesi koşullarda mahkemelerin, "bağımsızlığı" da içi boş bir slogan olmaktan öteye gidemez. Cumhurbaşkanı, CHF tüzüğüne göre daimi ve değişmez genel başkandır. Meclis üyelerini de kendisi belirlediğine göre, bu durum, onun hem partiye, hem de meclise ha.kim olmasına imkan veriyordu. Parti içinde ve dışında kendi iradesi dışında hiçbir girişime izin vermiyordu. Hitler; "... Mustafa Kemal' in ilk talebesi Mussolini, ikinci talebesi benim," derken, Mustafa Kemal'in şahsi rejimine verdiği önemi ifade ediyordu.
Sayfa 186 - Özgür ÜniversiteKitabı okudu
·
40 görüntüleme
Ilgaz okurunun profil resmi
Atatürk'ü savunuyorum diye kemalist olmadığım gibi ulus kavramından bahsettiğim için de yurtsever olmuyorum. hiç ilgim yok, Thomas bernhard kadar sevmem halkımı hatta. Türklere verdiği irrasyonel önemi de gereksiz bulurum Atatürk'ün. Tek adamlık belirtileri de yok değil. Yine de Osmanlı çöplüğünde boğulmaktan evladır. Sadece aydın tarafı bile övülmeye alkışlamaya değerdir. Obsesif bir şekilde, mütemadiyen ve topyekün bir Atatürk karşıtlığı üzerine şekillenen bir yapıtı göklere çıkarıp kalın puntolarla başlık atmak bilinç altında yatan bir nefretin de işareti olabilir. Tek taraflı alternatif bir tarih üzerine gidilmiş belli ki, benim eleştirim bu hususa.
Hasan Suphi okurunun profil resmi
Bu esere kadar Türkiye'de resmi ideolojiyi eleştiren kaç tane eser yazılmış? Zaten ortalık bolca, "yaptı ama bir sor niye yaptı" argümanlarıyla oluşturulmuş eserle dolu. Bir kitabın "Resmi İdeoloji Eleştirisi" başlığı altında Kemalizm eleştirisi vermesi neden bu kadar çok rahatsız ediyor? Kitabın adı belli zaten, bu ateizmle ilgili bir kitaba "Sen de hiç peygamberi övmemişsin" demek kadar absürt. Ben bireyleri nefret edilecek ya da tapınılacak figürler olarak görmem; bireyler kendi tarih ve doğal etkilerinin ürünüdür bu kadar, anlaşılmaya olduğu kadar eleştiriye de açıktır. Gördüğüm kadarıyla da M. Kemal hala parlak zihinler arasında bile bir tabu ve ben de eleştiride geri adım atmayacağım. Sağlıcakla...
2 sonraki yanıtı göster
Hasan Suphi okurunun profil resmi
Ne değişti peki, meclisi bugün "Anadolu cehaleti"ne emanet ettik yine, üstelik de ellerine bolca koz vererek. Demek ki halk değişmeden tek adamın yaptığı şeyler bir işe yaramıyor. Daha önce de söylemiştim, ad hominem yapmanın anlamı yok, önemli olan yargılardır, onları dillendirenler değil. Yöntem olarak birbirlerinden farkı yok, ha siz birisini daha seküler diğerini daha geri bulursunuz o ayrı mesele. Hitler ile kıyaslamayı yazar yapmıyor, Hitler'in kendi sözü onlar. Ayrıca dönemin Kemalistleri de bolca benzer kıyaslamalar yapıyor.
Ilgaz okurunun profil resmi
yani 600 sene sonra cart diye demokrasiye mi geçseydi, meclisi de anadolu cehaletine mi emanet etseydi ? her türlü izmden uzak duran birisi olarak bu kadar temelsiz bir kemalizm eleştirisini ilk defa okuyorum. bir de hitlerle, mussoliniyle kıyaslamak...öfff yahu antitez oluşturayım derken batırmış. kadir mısırlıoğlu'nun solcu versiyonu galiba.
D.