Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yoksa bizler de mi körüz?
Normalde bir kitabı bitirdiğimde o kitap hakkında düşündüklerim net olur. Aklımdan çıkarırım ve kalemime dökülüverir ama bu kitap hakkında düşüncelerimi aktarmadan önce bi soluklanmalı ve kitabı iyice hazmedip bi düşünmeliyim. .......... Hikayemiz 38 yaşındaki bir adamın, trafikte araba kullanırken birden gözlerinin kör olması ve sanki bulaşıcı bir hastalık gibi körlüğün hızla herkese yayıldığı bir yerde geçiyor. “Ütopya, gerçek hayatta olmayacak kadar güzel ve ideal olan toplum biçimidir. Distopya ise ütopyanın tam tersi olarak bir toplum şeklidir.” Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bu kitap ‘distopik’ bir kurgu romanıdır. Kitapta bildiğimiz, alışageldiğimiz edebiyat kurallarına bağlı konuşma metodunu tercih etmemiş yazarımız. Belki de bu yönüyle de bize sanki, “bildiğiniz tüm genellemeleri unutun, kendinizi bulunduğunuz hayattan soyutlayın, farklı bir kitap okuyacağınızı düşünün” mü demek istedi bilinmez. Kitap içerisinde konuşmalar hep virgül ile ayrılmış. Bu durum kitabın kendisini içine çeken, adeta onların yanındaymışız gibi hissetmemize sebep olan, son derece akıcı bir üslup katmasının yanında zaman zaman “acaba bu cümleyi kim söyledi” diye tekrar tekrar okumama sebebiyet vermiştir. Kitabı okurken o kadar içindeymiş hissine kapılıyorsunuz ki, romanda ki karakterlerin başlarına gelen acı durumlarda onların yerine haykırıyor, iç çekiyor, üzülüyor hatta neden daha büyük tepki vermiyorlar diye serzenişte bile bulunuyorsunuz. Ben sürekli söylerim, sorgulanmamış hayat yarım yaşanmış hayat demektir diye. Bu kitap sizleri sorgulamaya ve hayata bakış açınızı değiştirmeye ve yaşananları daha büyük bir pencereden görmenize ufuk açıyor. Tabii isterseniz. Kitabı okurken şöyle bir sorgulama yaptım. Soruyorum sizlere hangisini isterdiniz? Gören gözlerinin fiziksel anlamda görme yetisini yitirmesini mi, yoksa her şeyi görebilen gözlerinizin olan, biten her şeye karşı duyarsız kalarak bakan-kör olmayı mı? Aslında kitabı okurken salt okuduğunuz da aklınıza gelen ilk manayla değil de yukarı da belirtmiş olduğum sorgulama ile bakarsanız kitaptan daha çok keyif alırsınız. Şöyle de düşünebiliriz; Hangimiz biraz da olsa kör değiliz ki etrafımızda yaşanan savaşlara, taciz-tecavüzlere, orman yangınlarına-doğa katliamına, çocuk istismarına, nehirlerimizin-derelerimizin zehir akıtmasına, yolsuzluk-hırsızlıklara, çocukların beyinlerinin kışkırtıcı-azgın-bağnaz fikirlerle doldurulmasına, toprağımızın yok edilip betonlaştırılmasına, okuyan nesiller yerine ezberci-başını dijital materyallerden kaldırmayan-bencil-egoist-kibirli bir neslin büyümesine ve serpilmesine, etrafımızda gördüğümüz görme veya duyma yetisinden mahrum insanlara karşı. Hepimiz birer gören kör olmadık mı sanki? (Bu paragraf kitabı bitirmeden aldığım notumdur.) Yoksa nasıl olsa sıra bana gelmedi diye tutarsız ve hiçbir önemi olmayan bir savunma mekanizması içerinde miyiz yoksa?
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
··
25 görüntüleme
Esma Bulduk okurunun profil resmi
İncelemeniz güzelmiş. Kitaba merakım daha da arttı.😁
merih okurunun profil resmi
👏👏👏🤝
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.