Başlangıçta emniyet aşkına (şehir duvarları içindeki vatandaşları,
her zaman dışarıdan gelen kötücül mütecavizlere karşı korumak için)
kurulmuş olan şehir, zamanımızda “güvenlikten çok tehlikeyi çağrıştırır
hale gelmiştir” der Nan Elin. Postmodern çağımızda, “medyanın
yaydığı sonu gelmez tehlike haberlerinin yanı sıra, kilitlenen araba
ve ev kapıları, güvenlik sistemleri, ‘kapalı’ ve ‘emniyetli’ cemaatlerin
popülerliğinin bütün yaş ve gelir gruplarında artması ve kamusal
mekânlarda artan kontrol gösteriyor ki, korku faktörü kesinlikle
büyümüştür.”