Türkçe'nin büyük ustalarını daima zapt olunmaz bir hasetle okudum. Tamamen kendi zihnimde kalmak üzere, onları tamir etmek cüretinde bulundum. "Daha iyisi ve güzeli nasıl yazılabilir?" küstahlığını adet edindim; bilerek veya bilmeyerek ustalarımı taklit ettim ve neticede taklidin öğrenme usullerinden biri olduğunu fark ettim. Bana "üslup sahibi" iltifatında bulunan dostlarımı tekzib ederim: sadece "Türkçe işçisi" olarak bilinmek benim için yeterince ciddi bir sıfat olacaktır.
Sayfa 9 - Ötüken Neşriyat