Gönderi

Haklarında verilen idam hükmünün uygulanması sırasında yanlarında bulunan görevli imamın “Hiç evliya gördün mü ?” Diye soranlara, “evet Halil ile Selçuk’u gördüm” dediğini biliyor muydunuz? Sizin aileleriniz okuluna bak, dershanene git dediğinde biz ocakların küflü mutfaklarında çay içerken ağabeylerimizi konuşurduk. Biz gençliğimizi ocağı dergah bilip ağabeylerimiz yusufiyelileri okuyarak geçirdik. Sizler iş sahibi olduktan sonra bir siyasetçinin Selçuk abinin mektubunu okuyunca bildiniz. Ama biz unutmadık Yusuf Ziya Arpacığı, Haşim Akteni, Selçuk Duracığı, yurt odasında ciğerleri bisiklet pompası ile patlatılıp 6. Kattan aşağıya atılan defnedildiğinde dahi kefeni kanlı olan Ertuğrul Dursun Önkuzuyu, Abdullah Çatlıyı, Filistin Askısında işkence gören Haluk Kırcı’yı, “Muhammedin Piçleri Giremez” yazısını üniversite duvarından indirmeye çalışırken şehit olan Ağabeylerimizi, ben adamı kahpece uzaktan değil bir metre yakınından alnının çatından vururum diyen Gül Yüzlü Yazıcıoğlunu, mamakta Seyyid Ahmed Arvasinin Eklem ağrıları şiddetlensin diye ayakta asılı tuttuklarında, “Hocamın yükünü bana Yükleyin ona iskemle verin” diyen Türkeşi, imanlarını sarsmak için hapishane televizyonunda porno oynatan darbecilere karşı sarsılmaz iman ile duran abilerimizi, zinci dede adı verilen işkence merkezinde “seni erkeklikten mahrum bıraktık ama zevkten değil” deyip tenasul uzvuna jopla işkence yapılan Yılma Durak ağabeyimizi unutmadık. Bizim hilal bıyığımız onları hatırlatır, gardaş deyişimiz mamağın soğuk ranzalarını ısıtır...
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.