Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

67 syf.
·
Puan vermedi
Kronik Yabancı
T.Ö.: Konyak? Ç.Ö.: Teşekkür ederim, kullanmıyorum. T.Ö.: Bunun yardımı olmazsa buraya dayanamazsın. Ç.Ö.: Akıl hastanesine mi? T.Ö.: Ben dünyayı kast etmiştim ama neticede o da akıl hastanesi sayılır. Hatta bana sorarsan başka bir dünyada delirenleri buraya yolluyorlar. Ç.Ö.: İlahi Tezer Hanım çok hoşsunuz. Burada olmamıza sebep, çocukluğumuzun soğuk geceleri değil mi? Kitabın adındaki ‘soğuk’u mecazi anlamında yani ‘sevgisiz’ olarak kullandığınızı düşündüm hep. T.Ö.: Sobalı bir evin soğukluğunu da kastettim ama sevgisizlik daha büyük bir problem tabi. “Babamla annem arasında hiçbir sıcaklık, hiçbir sevgi yok gibi. Annem onu erkek olarak hiç sevmediğini her davranışıyla belli ediyor. Her sabah ve her gece öyle sevgisiz ki.” “bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor.” “Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz.” Ç.Ö.: Peki bu soğukluğu kırabilecek biri olmadı hayatınızda? T.Ö.: Birileri girip çıktı hayatıma ama “onları mutlu kılan araba, ev, müzik, deniz motoru, yaz akşamları özel kulüplerde, büyük ağaçlar altında düzenlenen bahçe partileri ve bedenlerinin geçici diriliği. Gençliği.” “Bu denli çözümsüz, dış olgulara bağımlı bir yaşamın içinde olmamak ne büyük bir mutluluk. O esir. Her gün yaşlanmaya, her gün kafasından ve gövdesinden bir şeyler yitirmeye esir. Her gün gelişen, her gün büyüyen, tüm çağlara varan bir bağımsızlığın, nesnelere dayanmayan bir özgürlüğün mutluluğuna hiç varamayacak. Anadili bile gelişmemiş. Düşünceleri, insan varoluşunun gerçeğini kavramaya yeterli değil.” Ama biri var. “Onunla yatarken, sanki aradan geçen uzun yıllarda ne bir erkek ne de büyük acılar var. Dipdiri kalmış bir sevgi, bir istek var yalnız. Yıllar, olaylar beni hiç yıpratmamış, aksine duygularıma yön vermiş. Güzelin, bir insanı sevmenin, bir insanın tenini okşamanın, bir insanla birleşmenin kutsallığını, bu kutsallığın tadına varmayı öğretmiş bana. Yatmaların hepsi aynı güzellikte değildir. Düşünüldüğünde insanın tüm bedenini titreten, boşalmaya vardıran yatmalar vardır. Onunla boşalmak öylesine doyumsuz ki, sanki bu ülkede güneş doğudan doğuyor ve gerçekten batıdan batıyor." Ç.Ö.: Anılarınızı dinlerken huzursuz oluyorum. Aşk hayatınızı sorduğumda merak ettiğim şey bu anlattıklarınız değildi. Bu konuda Aziz Nesin’i haklı bulduğumu belirtmek isterim. (insanokur.org/aziz-nesinin-te... ) T.Ö.: Sen değil miydin, ‘aşk, maske takmış cinselliktir’ diyen? Ben de maskelerden ve perdenin arkasından konuşmaktan nefret ediyorum. “Beynimle düşüncelerimi sınırlamam olanaksız.” Ç.Ö.: Cevabımı aldım. Niyetim polemik değil, konuyu değiştiriyorum. Hem hayatın bu kadar içinde hem ölüme bu kadar yakın nasıl oluyor? T.Ö.: İlk intiharım… “Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı. Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum. Herkes her geceki uykusunu uyuyor. Ev soğuk. Çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum. Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum. Kusmamak için üzerine reçelli ekmek yiyorum. Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun.” “Kurtardılar beni. İntihar düşüncesi peşimi bırakıyor. Çoğunluk gibi doğal ölümü bekleyeceğim.” “Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim. Esintilerin yumuşaklığı, Akdeniz yağmurunun yoğunluğu gibi.” Ç.Ö.: Sinir hastalığının bulaşıcı olduğunu, bir insanın umutsuzluğunu algılamakla bile geçebileceğini söylemiştiniz bir yerde. Sizi dinleyince bir tarafınızın umut dolu olduğunu görüyorum ve iyileşme de bulaşıcı bir kimliğe bürünüyor. Ama sizdeki umut hayatın bizzat kendisine gibi, insanlara karşı öyle değilsiniz. T.Ö.: “Bir gün Guguk Kuşu filmini izliyoruz. Doktorlar, hastane düzenine başkaldıran, hastaların dış dünyada iyileşeceklerini savunan, bu yolda çaba harcayan bir hastayı elektroşoka yatıracaklar. Hemen sinema salonundan çıkıyorum. Seyirciler arasında benden başka elektroşok yiyen yok, diye geçiyor aklımdan. Yoksa onların da hemen filmi terk etmeleri gerekirdi. Bu insanlar Guguk Kuşu filmini de, Napolyon’un yaşamöyküsü filmini de limana yaklaşan beyaz bir yolcu gemisini de. Vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de aynı gözlerle seyredebiliyorlarsa, elimden ne gelir.” Ç.Ö.: İnsanların bu kayıtsızlığı delirmekle ölmek arasında bırakıyor insanı gerçekten. Üçüncü ihtimal çok zor. Demesem içimde kalır: Allah birçok insanın belasını versin. T.Ö.: Eğer varsa versin tabi. Ç.Ö.: Sizi dinlerken şöyle bir şey hissettim: Yabancı bir ülkede iki yabancı. İşin garibi yabacılar birbirine de yabancı. Hem oraya hem birbirlerine yabancılar, pek anlaşamıyor gibi gözüküyorlar. Ama çoğunluğa karşı ortak yabancılıkları onları birbirlerine yakınlaştırıyor. Aynı dili konuşmasalar da aynı hali paylaşıyorlar. Anlattığınız dünya, anılarınız bana tamamen yabancı ama insanlara olan mesafenizi anlıyor, acınızı hissediyor gibiyim. Ölüme karşı duyarsızlığınızdan da antik tiyatronun merdiveninde güneşin batışını izlemenizden de payım var sanki. T.Ö.: O zaman o kadar da yabancı sayılmayız. Ç.Ö.: Ben de öyle düşünmüştüm. Neyse geç oldu müsaade isteyeyim. Neyzen Tevfik’e de sözüm var, daha ona uğrayacağım. Kendinize çok iyi bakın olur mu. Görüşmek üzere. (NOT: Yazıda tırnak içindeki kısımlar yazara aittir ve kitaptan alıntılardır. Diğerlerinin kime ait olduğunu bilmiyorum.)
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,4bin okunma
··
338 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Çetin Bey, Tezer Özlü ile sohbetinizi zevkle okudum. Ne yazar hakkında, ne de kitapları hakkında bilgim vardı. Tek bilgim ismini duymuş olmam. Ama sohbetiniz sayesinde yeteri kadar bilgi sahibi oldum. Özelikle Aziz Nesin'in yazdıkları, yazarın hayatı hakkında bilgi sahibi olmam gerektiğini söyledi. Siz sohbetinizin sonunda Neyzen Tevfik'e giderken, ben de Tezel Özlü'nün hayatını araştırmaya gittim. Bilmediğim ne çok şey varmış meğer. Emeğinize sağlık. Farklı ve güzel bir inceleme.
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Çok teşekkür ediyorum hocam. Ben de kendisiyle yeni tanıştım. Aykırı bir konumda duruyor kendisi. Diğer kitaplarını da merak ettim. Siz de uğrayın yanına mutlu olur:)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
FatmaYıldız okurunun profil resmi
"Bu insanlar Guguk Kuşu filmini de, Napolyon'un yaşam öyküsü filmini de, limana yaklaşan beyaz bir yolcu gemisini de, vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de aynı gözlerle seyrediyorlarsa elimden ne gelir." Bu cümleye takıldım :/ umarım kendisiyle hasbihal etme fırsatım olur benim de yakın zamanda henüz tanışmıyoruz çünkü. Kaleminize sağlık Çetin Bey bu değerli sohbeti bizimle paylaştığınız için ;).
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Çok teşekkür ediyorum Fatma hanım. Yazarın kendisine de elektroşok uygulandığını öğrenince guguk kuşu filminin geçtiği bu alıntı ayrı bir mana ve hüzün kazanıyor. Yazarın sohbeti, içinde can sıkıcı olaylar yaşanmasına rağmen hiç sıkmıyor. Ben de yeni tanıdım size de tavsiye ederim:)
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Ben hiç Tezer Özlü okumadım.. Ama neden bilmem uzun zamandır tanıdık gibi. Hiç merak etmedim fikirlerini, ideolojisini, inancını... Ama sadece duygularını... Gözleri, bakışları dünyanın tatmin edemediklerinden, baya tanıdık... gün sayanlardan... Merak edyrm hayatını... Benim de çekip gidesim var da, Neşet Ertaş'ın dediği gibi... "Yalan Dünya.." EKT' YE gelince, bazen tedavi ya.. Endikasyonu dahılınde, belki herşeyi resetleyip unutmak güzeldir... Orijinal bir inceleme olmış. Kaleminize sağlık Çetin Bey:) .
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Benim de okuduğum ilk Tezer özlü kitabıydı. Kendisine çeken kısmı duygularıydı. EKT’yi tıp dünyası tavsiye ediyorsa daha ciddi düşünebilirim:) Güzel yorumunuz ve nazik beğeniniz için çok teşekkür ediyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.