Gönderi

Klasik İslami dönemde dört büyük tarihçi Hz. Muhammed'in hayatını kaleme aldı. Muhammed b. İshak (151/ 767), Muhammed b. Sa'd (230/ 845), Ebu Cafer et-Taberi (310/923) ve Muhammed b. Ömer El-Vakıd1 (207/820). Bu tarihçiler, Hz. Peygamber'in askeri başarılarına odaklandılar. Bunlar, Hz. Muhammed'in yaşamıyla ilgili en önemli kaynaklar olduğundan, sık sık aktarımlar yapacağım. Bu tarihçiler sadece kendi fikirlerine dayanmıyor, ciddi bir tarihsel yapı oluşturmaya çalışıyorlardı. Anlatımlarına eski belgeleri eklemiş, sözlü rivayetleri ilk kaynağına kadar izlemeye çalışmışlardı ve Hz. Muhammed'e Allah'ın bir elçisi olarak saygı duymalarına rağmen, zaman zaman onu eleştirmekten de geri kalmamışlardı. Şeytan Ayetleri 'ne kaynak oluşturan Taberi kayıtlarının Hz. Muhammed'i hatalı gibi göstermesinin nedeni de budur. İbn Sa' d ve İbn İshak, tamamen övgü niteliği taşımayan rivayetleri ve hikayeleri de eklemişlerdi: Özellikle Hz. Muhammed'in hanımı Ayşe'nin açık sözlü bir kadın oluşu dolayısıyla kocası hakkında yaptığı keskin yorumlar dürüstçe kaydedilmişti. Ele aldıkları kişinin özelliklerine suçsuz göstermeye kalkışmayacak kadar güvenen bu biyografilerden, bu sıra dışı adam hakkında şaşırtıcı ve gerçekçi fikirler elde edebiliyoruz. Bu ilk tarihçiler elbette ki modem Batılı tarihçilerle aynı ruh halinde değillerdi. Kendi zamanlarının insanlarıydı ve sık sık bugün farklı yorumlayabileceğimiz mucizevi hikayeler de eklemişlerdi. Ama ele aldıkları kişinin karmaşıklığının ve gerçeklerin ne kadar kolay saptırılabileceğinin farkındaydılar. İslam sanatı olan arabesk, sürekli tekrarlanan motifleriyle, perspektif ya da geri plan gibi özelliklerle herhangi bir unsura öncelik tanımamaktadır. Asıl etki bir bütün olarak desen ve eşit parçalar arasındaki karmaşık ilişkiler tarafından yaratılmaktadır. Bu dört tarihçide de aynı ruha rastlıyoruz. Diğer olayları geri plana atarak belli teorilere ya da yorumlara odaklanmıyorlar. Bazen bir olayın iki farklı versiyonunu yan yana veriyor ve aralarındaki farklılığı açıklamaya çalışmıyorlar. Örneğin göreceğimiz gibi, Şeytan Ayetleri ile ilgili iki farklı rivayet sunarken, İbn İshak, Ömer b. el-Hattab'ın din değiştirmesiyle ilgili hikayesinin iki versiyonunu yan yana veriyor ve belirgin çelişkiyle ilgili herhangi bir yorum yapmıyor. Her iki durumda da tarihçiler kaynaklarını dikkatle listelerken, bu otorite zinciri bile modem şartlan karşılamıyor. Olayların anlatımlarının tümüne aynı ağırlığı vermek için ellerinden geleni yapıyorlar; söz konusu rivayetlerle her zaman aynı fikirde olmasalar bile. Bu, Hz. Peygamber' e gösterilen derin saygıya rağmen, kendi içinde bu tarihçilerin hikayelerini olabildiğince dürüst ve gerçekçi bir şekilde anlatmaya çalıştıklarının kanıtıdır.
Sayfa 62
·
20 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.