Gönderi

Sonra kızın topuk seslerini duydum ve sisin içinden çıkıverdi. Aynı kız, aynı yeşil palto, aynı eşarp. Beni gördü ve gülümsedi. "Merhaba canım. Hoşça vakit geçirmek ister misin?" Sakin ol, Bandini. "Bilmem," dedim. "İsteyebilirim. Ama istemeyebilirim de. Bana ne vaad ediyorsun?" "Benimle yukarı çıkarsan görürsün." Sırıtıp durma, Bandini. Tatlı dilli ol. "Gelebilirim," dedim. "Ama gelmeyebilirim de." "Hadi canım, yukarı çıkalım." Yüzündeki ince kemikler, nefesindeki şarap kokusu, sevecenliğinin altında yatan riyakarlık, gözlerindeki para açlığı.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.