Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

106 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Hayatı sevdim. İnsanları sevdim. Ama yenildim ..."
İlk okumadan kalemine hayran kaldığım bir yazar daha... Sevgi Soysal. İsmi gibi herkese sevgisini vermiş, kendisine hiç sevgi kalmamış gibi yazan Sevgi Soysal. Bu nasıl yazmaktır? Bu nasıl düşündürmektir insanı, Sevgi Hanım? Sizi tanıdığım için çok mutlu oldum kendi çapımda... Sevgi Yenen, 1936 yılında mimar-bürokrat bir babanın ve Alman bir annenin ailesindeki altı çocuktan üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Kısa denecek, kırk yıllık bir yaşama sığdırdı her şeyi. Yaşama sevgisi, yazmak tutkusu onu hiçbir zaman terk etmedi. Bu yüzdendir ki, arkasında bir birinden değerli hikayeler, romanlar bıraktı. İyi ki de bıraktı. Hiç olmazsa bu kadar tanıyabiliyoruz onu. Ama bu güzel yürekli kadın için yaşamak ve yazmak kolay olmamıştır maalesef. Fikirleri kendi zamanı için alışılmadık olduğundan sert tepkilere maruz kaldı. Gözaltı, sıkıyönetim mahkemesi, sorgu, hapis, hepsini görmek zorunda kaldı Müstehcenlikten bile yargılandı.Tabii ki sessiz kalmadı bunların hiçbiri karşısında. Ama insan hep mücadele ederek de yaşayamaz ki. Yaşasa bile bir zaman sonra yorulur. Sevgi Soysal da böylelikle istemeden de olsa uzaklaştı bazı şeylerden belki de. 1968 yılında yayınlandı "Tante Rosa" . "Bu, Sevgi Soysal’ın ilk kitabı değil, ne de en başarılı, en bilinen romanı. Ama Tante Rosa, Sevgi Soysal ile ilk kez buluşacak okura, onu tanıtmak için en doğru kitap olabilir." Böyle yazıyor kitabın evvelinde kendi kızı Funda Soysal. Bence de yazara başlamak için çok doğru bir seçim oldu. Kısa on dört hikayede Tante Rosa karakteriyle ben Sevgi Soysalı tanıdım. Kendi hayal dünyasında yaşayarak her şeyin güzel olduğu bir hayata inandırdı kendini Tante Rosa. Ama gerçekten de öyle miydi? Sizlerle Başbaşa dergisindeki hikayelerle büyümüştü prenses. Oradaki insanları tanıdıklarından daha fazla sevmişti. Ve kendi prensini aramaya koyulmuştu hep. Öyle bir prens var mıydı ki? Her birimiz hayatımız boyunca Tante Rosa gibi düşünmez miyiz zaman zaman? Benzersiz bir aşk, sıcak bir aile hayali kurmayan çok az kadın olur. Peki bu kadınlardan kaçı istediği hayatı yaşar? Sevgi, saygı, şefkat görür kocası tarafından? Çok azı.. Tante Roza da sadece bunları istedi, fazlasını değil. “Sevgi sözcüğü bir kadına her zaman bir şeyler anlatır.” Artık bir zaman geldi ki, geriye bakınca kendi hayatını yaşamadığını anladı. Geç olmadan koyuldu yola, düştü hayallerinin peşine. Bilmiyordu ki, bu istekler herkes tarafından kabul edilmez. "Ahlaklı düşünce" sahipleri böyle kadına iyi bakmaz. Ama umursamadı bunların hiçbirini. Artık bir kere insan kendini bir yere ait hissetmiyorsa, ne yaparsa yapsın bir gün gidecektir. Geç olacak belki ama mutlaka olacak. Yeni bir hayata başlayacak. Zaten Tante Rosa zamanla alıştı insanların bu hallerine. Mutlu olabildi mi peki? Kitaba başlayınca buna evet dedim ben de. Böyle bir kadın için kendisi her şeyden önce gelir nasıl olsa. İşte düşündüğüm gibi olmadı Tante Rosa. Yaşlanmaya başlayınca çok değişti. Hem kendisine, hem etraftakilere karşı. "Yüreğimi attım ortalığa kimseler üstüne basmadan geçti."Bu kısacık cümle ne kadar da kırgınlıkla, umutsuzlukla dolu. Bir insana bunu dedirtecek kadar ne yaşatabilir ki hayat? Ama yaşattı işte Tante Rosa’ya. Bir insanı en çok üzen, yıpratan şeyler umursamazlıktır, ilgisizliktir, sevgisizliktir. Kötü bir insan kendi kötülüklerinden konuşulsun ister. Çirkin bir insan teselli edilsin ister. Yaşlı bir insan bile sevsin, sevilsin ister. Esas da kadınlar. Onlar ne kadar kendi ayakları üzerinde sağlam durursa dursun birine ihtiyaç duyarlar hep. Tante Rosa da insanların ilgisizliğini bir türlü kabul edemiyordu. "Bunca yaşamışlığın yanından insanların bakmadan, aldırışsız geçip gidivermeleri, hayır bunu istemiyordu!" Yaşlanırken kendi gençliğine hasretle bakması hiç iyi olmadı onun için. “I Love You” ya ne sandın? Bir kendime I Love You! Sevebileceğim tek aşağılık, tek salak kendimim. Neden bu hale geldin sen, Tante Rosa? Ne kadar sevilmedin de bunu söyledin acaba? Ama bir soru çıkıyor ortaya. İnsanların Tante Rosa’yı kabul etmek istememelerinin sebebi neydi ilk zamanlar? Çünkü yabancı gibi geldi onlara Tante Rosa? Böyle kadın mı olur? Her istediğini yapıyor. Nasıl istese öyle yaşıyor. Hiç kimseyi umursamıyor. İşte bu da hem karaktere, hem de yazara karşı tepkiye sebep oldu. E ama yazmak gerek. Göstermek gerek "görülmek istemeyenleri". Yoksa hep böyle devam edemez ki. Her söylenene tamam diyerek, bir hayatı olduğunu unutur kadınlar. Yazar kendisinin hayattaki mücadelelerini burada da yansıtıyor bize. Tabii ki bazı yerlerde ağzı bozuk olan kahramanımıza kızdığım oldu. Ama bu onu sevmeme engel olmadı hiç. Unutulmayacak karakterim oldun, Tante Rosa. “Eve aldığı birkaç parça eşyanın bekçiliğini yapmadım diye bana çatacak adama değil, felsefeye ihtiyacım var benim." Bakın burada görüyoruz onun asıl isteğinin ne olduğunu. Sadece kendisi gibi olan, düşüncelerini paylaşabileceği bir eş istiyordu. Daha fazlasını değil. Eğer bir insanla hayatını paylaşacaksa, bu onu anlayan biri olmalı. "İşte unutmak için, neyi unutmak, neden kaçmak için, işte bunlar hiç bilinmiyor, bunları bilmek bile bir ad değiştirmektir, bir kılık değiştirmektir, neden kaçtığını, neyi unutmak için soyunulduğunu bilmek, sadece bunu bilmek, doğduğu ânı bilmek, çıplak doğmuş olduğumuzu bilmek, çıplak öleceğimizi bilmek, hiçbir şeyi bilmemek ya da, ama hiçbir şey bilmediğini de bilmemek, yararsızlığı bilmek, yararsızlığı." Hayatı boyunca kendisini hiçbir zaman anlamadı belki de Tante Rosa. Anladığını düşündü belki. Ama düşündü sadece. Belki yeni bir iş, belki yeni bir eş, belki başka yer diye düşünerek düşüncelere boğdu kendini. Her şeyden kaçarak bir yere varamaz insan. Sonunda yorulur, kendinden de, insanlardan da, hayattan da. Soruları da cevapsız kalır, en kötüsü de bu. Rahibeler okulunda hayatın gerçek yüzünü de görüyor Tante Rosa. Bu hikayeyi bir başka sevdim ben. Hayata atılmaya hazırlanan kahramanımız hayal kırıklığına uğruyor resmen. Buradaki kısıtlamalar, yasaklar, günahlar, cezalar ona çok garip geliyor. Bazı şeyler neden günahtır? Kendi vücudundan da utanır mı insan? Ya da süslenmek kötü bir şey midir kadın için? İşte bu güzel düşüncelerini de burada görüyoruz Sevgi Soysal’ın. Sonu görünmeyen dehlizleri düşünerek geçti hayatı Tante Rosa'nın. Bir şeylere tutunmak istedi hep kısa mutluluklarında. Ama yine düşüncelerde boğulurken buldu kendini. Yaşlılık onu daha fazla düşündürdü, yalnızlık onu daha fazla yordu bu dehlizlerde. Arkadaş Zekai Özger'in bu güzel alıntısı tam da Tante Rosa için "Kendime kendimden başka kendim yok.. " 1970 yılında TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda da Başarı Ödülü kazanmıştır "Tante Rosa" kitabı. Ve bu kitabın "Seni Seviyorum Rosa" isimli, yönetmenliğini Işıl Özgentürk'ün yaptığı, 1992 yapımı sinema filmi de mevcut. Ki bol ödül almıştır bu film. "Tante Rosa bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır." Ve bu anlamlı cümleyle sonlandırmak istiyorum yazdıklarımı. Tante Rosa size çok şey öğretecek, hatırlatacak. Ve en önemlisi sizi çok duygulandıracak. Bunu bilerek başlayın kitaba. Diğer kitaplarında tekrar buluşuncaya kadar, Sevgi Soysal. Böyle cesaretli, geleneklere karşı olan kadın yazarlar hep olsun. Ve en önemlisi okunsun. Keyifli okumalar...
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20193,920 okunma
··
1.440 görüntüleme
Yeşim okurunun profil resmi
Hiç duymadığım yazarı tanıdım ve çok sevdim sayenizde... İncelemeniz çok güzel olmuş, merak uyandırdı bende. Elinize sağlık 🌼🌸
Röya Abraham okurunun profil resmi
Buna sebep olduysam ne mutlu bana. Çok teşekkür ederim beğenmenize sevindim💛🌺
Demet okurunun profil resmi
Toplumsal çalkantıların arasında, nereden bakacak olursak olalım ağır gelecek tüm olayların içerisinde iz bırakan olabilmek tam da Sevgi Soysal’a yakışıyor. Onun deyimiyle bir “I Love You” ona, bir Tante Rosa’ya, bir de sana! Emeğine sağlık. :) 💃🏼🌼
Röya Abraham okurunun profil resmi
Ne güzel söyledin, tam da ona yakışır zaten.. En güzelinden bir "I Love You" da sana gelsin o zaman💛 Çok teşekkürler🌹
Neşe okurunun profil resmi
Ne güzel yorumlamışsın. Bu yakınlarda Sevgi Soysal okumalarına başlamayı düşünüyorum. İncelemen bir kez daha teşvik etti. Kalemine sağlık. Çok beğendim.💕
Röya Abraham okurunun profil resmi
Beğenmenize çok sevindim😊Ben de çok görünce başlamak istedim. İyi ki de başlamışım.. Size şimdiden keyifli okumalar🌼
Medine okurunun profil resmi
Gerçekten çok güzel, anlamlı bir inceleme olmuş. Emeğinize sağlık. Ben de bu kitabı dün bitirdim. Hem kitabın içeriğinden dolayı hem de bir günde bitirmiş olmamdan dolayı olsa gerek kitapla ilgili bazı şeyler kafamda pek oturmadı gibi. Sanırım bunun için yazar hakkında daha çok bilgi sahibi olmam gerek. Ama diğer taraftan yazarın kalemini çok beğendim. O yüzden diğer kitaplarını da okumayı çok isterim.
Röya Abraham okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim ) Aslında ben de ilk kitabı olduğu için kafamda sorularla okudum sona kadar. Bence diğer kitaplarını okuduğum zaman daha iyi anlayacağım kendisini.. Ama tabi ki beğenerek, severek okudum hem de :)
2 sonraki yanıtı göster
Mert Özdemir okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık. Erkeklere hitap eden öyküler var mı yoksa hep kadın odaklı mı acaba? Yazardan okuyacağım ilk kitap bu.
Röya Abraham okurunun profil resmi
Çok teşekkürler. Aslında kadınlara hitap edecek daha çok ama mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız bence )
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.