Gönderi

Benden ayrılırken Sumuri neşesiz bir yüzle konuştu: "Hımm... Ilerde gözünü aç, anlıyor musun? Sinek avlama." Elime parlak, boncuklu bir tütün kesesi tutuşturdu. "Al bunu. Güzel bir şeydir, vaftiz oğlum yapmıştı bana. Haydi, hoşça kal. Kitap oku, yapabileceğin en iyi şey budur." Koltuklarımın altından tutarak öpmek için havaya kaldırdı, ve birden sertçe iskeleye bıraktı. Onun için de kendim için de üzülüyordum. Gerçekten, bu kocaman, hantal yalnız adamı işçilerin arasından gemiye girerken görünce gözyaşlarımı zorlukla tutabildim. Onun gibi iyi, yalnız ve yaşamdan kopmuş ne çok insan tanıdım son yıllarda! Büyükannem, benim onu her zaman dinlediğim gibi, beni büyük bir ilgiyle dinliyordu, Sumuri'den söz ettiğimde ateşli ateşli haç çıkardı ve konuştu: "Ah, sevgili, iyi adam, kutsal Bakire yardımcısı olsun! Dikkat et, onu unutmayasın. Iyi şeyleri, her zaman belleğinde sıkıca tut, kötülere gelince at gitsin."
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.