Türkiye'de demokrasi sadece yanılsamadır. İçerden ve alttan gelen talepler ve baskı ile oluşturulan değil,üstten ve dış dinamiklerin zorlamasıyla oluşturulan temsili bir nispi demokrasi var bu ülke de sadece...Hepte öyle olmadı mı? Nazım,Sabahattin Ali,Yaşar Kemal,Orhan Kemal ve nice aydınlarımız incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle yıllarca hapisler de süründürülmedi mi? Öldürülmediler mi? Her dönem de örtülü veya örtüsüz mutlak bir faşizm rüzgarı estirilmedi mi? Bu dönemleri yaşatanlar da kendilerini daima "en demokrat ve millet sevdalısı" olarak pazarlamadılar mı? Günümüz şartları üzerinden demokrasi havariliği yapanların mazilerini de biliriz. Mustafa Balbay da onlardan biridir ve pek masum birisi değildir. Kendilerini devletin sahibi olarak gören güç odakları ve koridorların medya temsilciliğini yapan tetikçi gazeteciler mi bize demokrasi öğretecekler?