Gönderi

TESELYA'DA Skopas isminde bir soylunun verdiği bir ziyafette, Keoslu şair Simonides evsahibinin şerefine lirik bir şiir okur; gelgelelim şiirin bir bölümünde Kastor ve Polydeukes'ten övgüyle söz edilmektedir. Bunun üstüne Skopas şairi tersleyerek methiye için anlaştıkları ücretin sadece yarısını ödeyeceğini, geri kalanını şiirin diğer yansını ithaf ettiği bu ikiz tanrılardan tahsil etmesini söyler. Biraz sonra, Simonides'e bir haber gelir, dışarıda onu görmek isteyen iki genç adam beklemektedir. Şair ziyafet masasından kalkıp dışarı çıkar, fakat etrafta kimseyi göremez. O dışarıdayken, ziyafetin verildiği salonun çatısı çöker, Skopas' la birlikte bütün misafirler enkazın altında kalarak can verir. Cesetler öylesine darmadağın olmuştur ki onları almaya gelen yakınları yüzleri tanıyamaz. Fakat Simonides her birinin masada nerede oturduğunu hatırladığı için, hangi cenazenin kime ait olduğunu gösterebilmiştir. Simonides'i çağırtıp görünmez olan tanrılar, Kastor ve Polydeukes, bina çökmeden hemen önce onu ziyafetten uzaklaştırmakla methiyeden kendilerine düşen payın karşılığını gani gani ödemişlerdir. Üstelik bu deneyim şaire mucidi olarak anılacağı hafıza sanatının ilke lerini göstermiş olur. Davetlilerin oturdukları yerleri hatırlaması sayesinde cesetleri teşhis edebildiğini görerek, düzenli bir yerleşimin güçlü bir hafıza için vazgeçilmez koşul olduğunun farkına varır.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.