Gönderi

320 syf.
4/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Şişirilmiş biraz
Puanım 2/5. (%37/100) Potansiyeli olan fakat harcanan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Truva Savaşı ilgimi çeken bir olay bu yüzden Madeline Miller'ın Akhilleus'un Şarkısı çok hoşuma gitmişti çünkü olaya daha yakından Patroklos'un gözünden bakıyordu. Bu da o yüzden oldukça benzer bir konu işliyor. Olaya Bireseis'in (Akhilleus'un savaş ganimeti olarak aldığı köle kadın) gözünden bakıyoruz. Öncelikle başlığın yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Kızların değil de kızın denmesi daha doğru çünkü Bireseis dışında diğer kadınlar hakkında çok şey öğrenmiyoruz hatta ilginçtir ki Bireseis hakkında da çok şey öğrenmiyoruz. (Akhilleus'a göre karşılaştırınca) Yazarın Akhilleus ve Patroklos ikilisi ve onların ilişkisi hakkında güzel fikirleri ve anlatımları var. Fakat konu Bireseis'e gelince çok sıkıldım ben. Başta iddiali ve güzel bir şekilde başlıyor ama yazar ne yapacağına pek karar verememiş. Akhilleus'u kötüler gibi başlıyor ama 20 sayfa sonra aslında vicdanlı ve iyi birisi olduğunu öğreniyoruz. Sonra yine Akhilleus kötülenip insanların Bireseis için üzülmesini bekliyor. Zaten belli bir yerden sonra yazarın tüm konuştuğu şey Akhilleus oluyor. Truva Savaşı bu tabii ki onun hakkında konuşulması gerekiyor ama benim bahsettiğim şey o değil. Kısacası ortada güzel bir fikir var ama işlenmesi başarısız. Ayrıca yılın en iyi kitabı gibi ifadeler çok ama çok iddialı. Kitabın sonundan bir alıntı yapmak istiyorum çünkü kitabın durumunu en iyi anlatan cümle o olabilir: "Bir keresinde, çok da uzun olmayan bir süre önce Akhilleus'un hikayesinden ayrılmaya çalıştım ama başaramadım." Tam olarak sorun da bu zaten. Ben beğenmedim ve kitabın gerektiğinden fazla abartıldığını düşünüyorum.
Kızların Suskunluğu
Kızların SuskunluğuPat Barker · İthaki Yayınları · 20201,191 okunma
·
21 görüntüleme
Hasan Polat okurunun profil resmi
Kesinlikle katılıyorum. Okurken neredeyse aynı şeyleri hissetmişiz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.