empirizm (deneycilik) akımının en önemli temsilcilerinden biri olan iskoç asıllı david hume, bireylerin deneyimler neticesinde elde ettiği sonuçları genellemesini ve hep aynı sonucun ortaya çıkacağını düşünmesini doğru bulmaz. sonuçtan ziyade nedene, asıl eylemin özüne yoğunlaşır. düşünceden ziyade duyumun insanın kendini ve doğayı anlamlandırmasının daha ön planda olduğunu savunan david hume, düşüncelerin duyumsamalara nazaran daha sönük kaldığınını iddia etmektedir. david hume'un meşhur bilardo topları örneğini verdiği eser budur: bir bilardo topunun diğerine çarpmasından sonra iki bilardo topunun da farklı yerlere doğru hareket ettiğini gözlemleriz, bu olayın her tekrarlanışında aynı gözlemi yapmamızdan, bu çarpma ve ayrılma olaylarının ‘zaruri’ bir ilişkiden kaynaklandığını düşünürüz. oysa hume’a göre doğada böylesi zaruretlerin olduğunu iddia edemeyiz, bu sadece ‘a’ ve ‘b' olgularını sürekli bir arada görmemizden kaynaklanmaktadır; zihin, dış dünyaya haksız bir şekilde böyle bir özellik yüklemektedir. özgür irade, nedensellik ilkesi, deneyimler-düşünceler, mucizeler gibi konularda yapmış olduğu tespitlerle, kendi içinde olduğu dönemde, bir hayli tepki toplamış görüşlerinin ve 'hume felsefesi'nin temel ilkelerini anlattığı bu eser, felsefe dünyasında yepyeni pencereler aralamanıza olanak sağlıyor. okumanızı tavsiye ederim.

İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir SoruşturmaDavid Hume · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20171,236 okunma

·

673 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.