Gönderi

Batı’da yaşayan insanların çoğunluğu Batı kültürüne ait bir bunalım yaşadıklarını fark etmemelerine rağmen en azından bazı önemli gözlemciler arasında bu bunalımın varlığı ve niteliği üzerinde bir mutabakat mevcuttur. Bu durum, keyifsizlik bıkkınlık, zamane hastalığı diye tarif edilen bir bunalımdır. İnsanlar, rasyonalizm kendini tam bir irrasyonalizme dönüştürene kadar onun peşinden gittiler. İnsan, Descartes’tan beri düşünceyi duygudan ayırdı ve tek başına düşünce rasyonal görüldü. Aklın doğayı kontrol etmesi ve giderek daha fazla şey üretmek yaşamın en önemli amaçları haline geldi. Bu süreçte, insan kendini bir nesneye dönüştürdü, yaşam, mala mülke bağımlı hal aldı. Sahip olmak üzerinde egemen oldu. Batılı insan, duygularını yaşamakta şizoid bir acizlik halinde bunun getirisi olarak da kaygılı, bunalımlı ve umutsuz. Hala mutluluk, bireysellik, girişkenlik amaçlarını desteklermiş gibi görünüyor fakat hiçbir amacı yok. Ona ne için yaşadığını, tüm uğraşlarının amacının ne olduğunu sorun: bazısı ailesi için yaşadığını, diğerleri amaçlarının eğlenmek olduğunu ve yine bir kısmı da amaçlarının para kazanmak olduğunu söyleyebilir fakat aslında hiçbiri ne için yaşadığını bilmez.
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.