Gönderi

Putin'in Ortadoğu Ziyaretleri ve Rusya'nın Yeni Açılımları Putin’in Ortadoğu’ya yaptığı ziyaret dünya siyasetinde geniş yankı uyandırmakla beraber Rusya’nın yeni açılımları konusunda da oldukça önemli ip uçları vermiştir.300 Bilindiği gibi Putin 43. Münih Güvenlik Konferansı’nda “tek kutuplu dünyaya hayır” diyerek ABD’ye bir anlamda rest çekmiş ve uyguladığı politikalardan rahatsız olduğunu dile getirmiştir. Bu rahatsızlığı ise 3 önemli Ortadoğu ülkesine yaptığı ziyaretle perçinlemiştir.301 Rusya son dönemde ekonomik alanda özellikle de enerji sektöründe attığı önemli adımlarla gücünü ve etkisini gittikçe arttırmış ve bu etkiyi bölge dışına da yaymak ve “bölgede ben de varım” mesajı vermek üzere Ortadoğu’ya yönelmiştir. Bu ziyaretin öncesinde El Fetih ve Hamas arasında imzalanan Mekke anlaşmasından da oldukça memnuniyet duyan Rusya bununla beraber kendisini Ortadoğu’da iyiden iyiye bir “arabulucu” gibi hissetmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği döneminde Ortadoğu’daki çatışmaların bir tarafı olan Rusya bu sefer de bunu açıktan değil de tarafların uzlaşmasını sağlayacak bir güç gibi üstü örtülü olarak bölgeye müdahil olduğunu kanıtlar nitelikte hamleler yapmaktadır.302 Bölgenin enerji kaynakları bakımından zenginliği ve stratejik önemi bölgeyle iyi ilişkiler kurmanın gerekliliğini kanıtlamaktadır. Suudi Arabistan ise bugünkü dünya konjonktüründe çok önemli bir aktör konumundadır. Her şeyden önce Suudi Arabistan ABD’nin bölgedeki sadık müttefiki olarak bilinmektedir. Bugüne kadar da bölgedeki siyasi krizlerin hiçbir zaman içinde yer alamamış sıcak çatışmaların böylesine yaşandığı bir coğrafyada neredeyse bir kurşun bile atmamıştır. Bu durumda petrol karşılığı ABD’den silah temin eden Suudi Arabistan’da konvansiyonel silah bakımından bir zenginlik olduğu tahmin edilmektedir. Suudi Arabistan bu anlamda hiçbir şekilde yıpranmamış kapalı bir kutu konumundadır. Bu noktada da bir anlamda Çin gibi sessiz ve derinden gelen ve bir taraftan da önemi gittikçe artan bir ülke olması sebebiyle de Ortadoğu’nun “Çin”i gibi de görülebilir. İran’ın bölgedeki açılımları ve İslam coğrafyası’nın hamiliğine oynamasının bir sonucu olarak da Suudi Arabistan’ın İran’ı dengelemek adına yeni bir aktör olarak öne çıkarılma çabası ülkenin öneminin artmasında çok önemli bir diğer gelişme olarak da kendisini göstermektedir.303 Bu ziyaretin iki yönlü bir ziyaret olduğu göze çarpmaktadır. Bunların ilki ve önemlisi enerji meselesidir. Ziyaretlerinin özellikle de Katar ayağında enerji konusu ciddi şekilde gündemi oluşturmuştur. Burada Rusya doğal gaz anlamında bir OPEC kurulması konusunu görüşmüştür. Doğalgaz OPEC’i projesine baktığımız zaman da bu projenin Rusya’nın enerji konusunda tekelliğini resmen ilan ettiği bir dönemin hedeflendiği kolaylıkla görülebilmektedir. 2005 yılına ait bir raporda da doğalgaz rezervleri sıralamasında Rusya, Suudi Arabistan ve Katar’ın ilk 4 sırada olduğu ve 4. ülkenin de İran olduğu göz önünde bulundurulursa Putin’in neden Ortadoğu’da olduğu çok daha rahat anlaşılacaktır.304 Bir diğer husus da Suudi Arabistan ile silah alım satımı konusunda verilen sözlerdir. Buna göre Rusya Suudi Arabistan’dan T-90 tipi 150 adet muharebe tankı satın alacak Suudi Arabistan ‘a Mi-17 helikopteri satacaktır. Bu ise bölgede ciddi bir güvenlik sorunu ve endişesi bulunduğunu göstermektedir. Varılan anlaşma ise bölgedeki istikrarsızlığın kaynağına bir anlamda ince bir mesajdır. Putin bundan önce de İslam Konferansı Örgütü’ne üyelik talebi ile İslam dünyası ile arasındaki buzları eritmeye başlamış ve diyalog için önemli bir zemin hazırlamıştır. Ortadoğu’da da beklediği ilgiyi gören Putin ile ilgili de “barış adamı” ve “ Müslüman dostu” gibi yakıştırmalarda bulunulmuştur. Tabi bu ülkelere ziyaretin özellikle de Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin arkasında Kafkaslar’daki İslamcı hareketin ideolojik zemininde Vahhabilik anlayışının bulunduğu, bunun ise Suudi Arabistan kaynaklı olduğu ve bölgedeki sorunların çözümüne yönelik olarak da böylesine bir görüşmenin gerçekleştiği noktasında da değerlendirmeler yapılmaktadır. Sonuç olarak Putin işbirliği sözleri ve bir o kadar da övgüyle bu ziyarete son vermiştir. Bu ise bir anlamda Putin’in yaptığı konuşmaya gelen olumlu yankıların da tezahürü niteliğindedir. Putin’in şikayetlerine Ortadoğu’dan yanıt gelmiştir. Önümüzdeki dönemde de Putin’in bu başarısının devam edip etmeyeceği ve bu ziyaretin yankılarının bölgeye yayılıp yayılmayacağı görülecek ve ABD’nin buna nasıl bir tepki vereceği görülecektir.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.