Gönderi

Ondandır Ki Finlandiya’da...
(Sf.32)En mühim hazinemiz okullardır.” diyor Finler. “Bizlerin siz Ruslar gibi Ural madenleri veya Sibirya altın yatakları yok. Doğa bizi nimetleriyle ihya etmemiş. Biz kendi gücümüzle arayı kapatmak, vatandaşlarımızdan verebilecekleri her şeyi talep etmek zorundayız. Fabrikalarda İngiliz çeliğini dövdükleri gibi biz de okullarda gençliği işliyoruz. Bizler okullar sayesinde bataklıkların arasında, bu taşların üstünde kendimize Rusya’nın geriye kalan nüfusunun yakınından dahi geçemediği rahatlıkta bir hayat kurduk. Okulu bizden aldığınız an biteriz. Tıpkı mayasız bir hamur gibi çökeriz.” Ülkede eğitimin yaygınlaştırılmasının bir sonucu olarak halk okumaya düşkün, gazeteye ve kitaba yoğun ilgi gösteriyor. (Sf.33)Ülkedeki gazete sayısı, okul sayısı kadar fazla. Her küçük şehrin kendine ait bir gazetesi var. Viipuri’de 18 bin kişilik nüfus için iki Fin, iki de İsveç gazetesi var. Köylerde neredeyse her ailenin gazete aboneliği var. Size kendi bildiğim bir örnekten bahsedeyim: Köylerden birinde yoksul, ama temiz iki kulübe vardır. Kulübelerden birinin sahibi ayaksız, düşkün bir ihtiyar. Diğerinin sahibiyse 9 yaşındaki torunuyla yaşayan kör bir kocakarı. Ve bu iki yoksul aralarında para biriktirip ortaklaşa gazeteye abone oluyor. Üstelik torun gazeteyi postadan alıp geldikten sonra her gün kör ninesini ihtiyarın yanına götürüyor, orada da ikisine gazeteyi baştan sona okuyor. Ondandır ki burada toplumun en alt sınıfındaki insanlar dahi, derin bir uykuda yere düşen dallar gibi çürümüyor, düşünüyorlar. İnsanlar yoksulluklarına razı gelmiyorlar. Ne olursa olsun kabulümüz deyip dışarıdan bir şey gelmesini beklemiyorlar. Hayır, tıpkı ormandaki taze ve canlı otlar gibi herkes üzerine yığılı eski yapraklardan kurtulmaya gayret gösteriyor. Tüm ülke canlı ve yaşam dolu, baştan aşağı herkes yaşıyor.
Sayfa 32 - İndigo Kitap, 13. Baskı(Çeviren: Burak Cemil Yılmaz)Kitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.