Gönderi

Yücelay Sal
Beni yeşil düşün yavrum fazla hasar yok Demeyi diyebilmeyi nasıl isterdim soranlara Van Gogh'la arkadaş olmayı istediğim kadar Halamım siyanürü istediği kadar isterdim evet Gel gör ki bir yandan yüzümdeki eğreti maske Bir yandan benimle büyüyen eski yara izleri Dilimdeki sözcükleri kanatmaya götürüyor işte beni Yeni bir rengi keşfetmenin keyfiyle birlikte Tenimize düşen yaralarla da bezeniyor ömrümüz Ne kadar yelkovan akrebe darılırken kabuk da bağlasa Dökülse de o kabuk düğün evinde kasap oynarken En sessiz yerde bağıran bir iz kalıyor yerinde Ben büyüdükçe benimle büyüyor bu yara izleri Böylece efendiler daha bir çöküyorum kağıda ben de Bıçak sırtı törenlerde herzelik ettim tamam Kibarca hır çıkartmanın tam yerini de bildim Yine de eksiklerim olmalıydı ki yıkıldı siperlerim Mesela kentin en güzide yerlerine işemedim hiç Pisuarlara izmarit atmanın zevki de benden uzak Sonunda yorgun yokuşları düzleyemedim lanet Şimdi parmaklarımı çıtlatıyorum bunlan anlatırken Ordugâhta akşamlar gürültüyle iniyordu üstümüze Mavi kuvvetlerin her neferi gibi kahraman Cezalı bir nöbetçi kulesi kadar yalnızdım Gölgemi günbatımına düşürüp mırıldandığım hava Luck'nin şu ünlü şarkısıydı 'I'am a lonely cowboy' Aklımda korsan koyarken düşen kırılgan sadak Kıç cebimde tek güvencim her zaman bir yatağanSulann soğuduğu günlerdi kükürt renkli günler Karanlığın kahpeye çanak tuttuğu bir saatte Vay bile beklemezken eyvah geldi başıma tertip Ruhsuz karaltıları kara listemin başına koyup Vakarla çıkarıp gömdüğüm yerden savaş baltamı Mızrağımı öperek dalkılıç daldığım dalkavuklara Dönüşüm yoktu artık fünyem çekilmişti bir kere Kanayan yaralarıma da boşverdim kırılan kalkanıma da Hatta esen rüzgarla kalkan bir şeyim vardı benim Onun da ne zamandır bana küsülü kaldığını unuttum Yavrumlar gözleri uçaksavar sinik ejderhalarım Yalnız onlar için sağlam tuttum örselenen kalbimi Çok şeyin yırtık her şeyin buruşuk olduğu bu dünyada Bir o dünyaya dışından bakabilmek sıvazladı sırtımı Güzelim Haşimiye dehlizinde kaybolduğumda anladım ki Ağır çekiç darbeleri altında bunca kıvranmamam için köpeğimin adı Kıtrnir olmalıydı bir kere bu kesin Sağ yanağımda en afilisinden bir şark çıbanı Sol gözümde yaygaracı bir trahom olmalıydı De hele bir doğru değil mi söylediklerim Ey İbrahim'e karşı serin ve sakin olan ateşYorgansız yatan Urfalılar çığlık tacirleri Dövüşün kör tefecileri gökten medet umanlar Ne kanatlarında binlerce çağrışım taşıyan Halilrahrnan Ne yalımlarıyla büyüleyen Anzılha dikilmesin yoluma Belli ki beynimde darp izleriyle terkederim bu kenti Buralarda hiç yere düşürmedim siyah pelerinimi ama Konakladığım ilk korunakta usta işi ağlarım Çok vukuatım vardır derinimde bilmezsiniz komutanım
şahmerdanKitabı okudu
··
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.