Gönderi

Mene, Tekel, Peres
[[Kitabın 3 sayfalık birinci bölümü. 10 paragraf]] (Sf.7,8,9)Bundan birkaç yıl önce Büyük İmparatorluk Tiyatrosu’nun binasının duvarlarında bir anda büyük çatlaklar belirmişti. Bu çatlaklar temelden çatıya kadar uzanıyordu. Koskoca binanın yıkılıp tiyatroda veya çevresinde bulunan insanlara mezar olma tehlikesi söz konusuydu. Çatlakların nedenini araştırmaya, temelde çukurlar kazmaya başladılar. Sonuç olarak, taş bir yapı olan koskoca İmparatorluk Tiyatrosu binasının eski, ahşap bir temelin üzerinde durduğu fark edildi. Bundan yüzyıl önce bu koca tiyatronun yapımı sırasında üzerine sıra halinde kalın meşe tomruklar yerleştirdikleri büyük kazıklar dikmişler. Bunun üzerine de yüksek taş duvarlar örmüşler. O zamana göre böyle bir temel oldukça sağlam sayılıyordu. Ve tiyatro bir asır boyunca sapasağlam ayakta kalsa da, zaman yine de yapacağını yapmıştı. Kalın tomruklar içten içe çürümeye, duvarlar da esnemeye ve çatlamaya başlamıştı. Aralıklar oluşmaya başlayınca da duvarların tamamen çökme tehlikesi ortaya çıkmıştı. Ne yapılmalıydı? Binayı tamamen yıkmak mı lazımdı? Mühendisler çok daha farklı bir karar aldılar. Sırasıyla parça parça çürümüş tomrukları kalın granit bloklarıyla değiştirdiler; böylece temeli tümden değiştirmiş oldular. Büyük İmparatorluk Tiyatrosu böylece yeni ve daha sağlam bir temele oturtuldu. Günümüzde de sağlam bir şekilde ayakta durmaya devam ediyor. Devletlerin tarihi ve halkların yaşamı bizlere Moskova’daki İmparatorluk Tiyatrosu’nun başından geçenleri hatırlatıyor. Fi tarihinde kullanılmış devlet yapısının eskimiş temelleri ile halkların yönetiminde kullanılan eski uygulamalar artık işlevini ve geçerliliğini yitirmiştir. Şu bilge atasözü her şeyi açıklıyor: “Yeni zaman, yeni şarkıları doğurur.” Nesiller her zaman değişir ve yenilenir. Yeni nesiller beraberinde yeni anlayışlar, yeni emeller ve istekler getirir. Ve bu yeni nesillere çoktan geçerliliğini yitirmiş yönetim uygulamalarını zorla kabul ettirmeye çalışmak boşunadır. Yeni neslin hayatının merkezine sağlam, adil ve makul bir devlet yönetiminin temelleri atılmalıdır. Bazı ülkelerde devlet aklı tam da dediğimi yapıyor. Halkın yönetiminde kullanılan adil ve bilge uygulamaları sakince, kırıp dökmeden yürürlüğe koyuyorlar. Fakat başka ülkelerde halkın eğitimi ve yönetiminin devamlı olarak iyileştirilmesinin önemini anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar. Devlet yapısının duvarları parçalanıyor, çatlaklar ortaya çıkıyor. Çatlaklar daha da uzayıp genişlediği halde hiç kimsenin ilgisini çekmiyor. Bu yüzdendir ki, eski ve hatta pek kudretli devletler çatlamakla kalmıyor, çöküyorlar da. Eski İran, Osmanlı Devleti ve Avusturya İmparatorluğu çöktü. Wilhelm ve Bismarc’ın eski Almanya’sı hatta eski Rusya tarihe karıştı. İncil’de bununla alâkalı bir kıssa vardır. Kudretli fakat sert ve acımasız bir kralın sarayının duvarlarında bir zamanlar ateşten yazılar belirir: Mene Tekel Peres Bilge Daniel bu sözcüklerin manasını ve önemini açıklar ve şöyle der: “Bu sözcükler büyük bir alâmettir. Bu sözcükler, eski devletin yaşamının artık son bulduğunu ve kaçınılmaz çöküşe karar verildiğini anlatıyor.” Antik Roma’nın, Felipe’nin, Alba Dükü’nün, İspanya tahtının, XIV. ve XIV. Louis’lerin, Rusya’nın trajedisi Romanov’ların, Almanya’da Hohenzollern’lerin, Avusturya’da Habsburg’ların acıklı kaderleri tarihe yazılmış ateşten birer yazıdırlar: Mene Tekel Peres Tüm bunları dikkate alın! Kendi dertleriniz ve uğraşlarınız içinde solucanlar gibi debelenmeyin! Devletinizin temellerinin nasıl güçlendirileceği üzerine kafa yorun. Halkınızın yeni ve ileri eğitimini nasıl sağlayacağınızı düşünün. Tarih, bazı ülkeleri göstererek öğretici örnekler verdiği gibi, bazı milletlerin ve devletlerin acıklı kaderleri söz konusu olduğunda da acımasız kararlar vermeye devam ediyor. Tarih, toplum hayatının hangi yollarla ve nasıl güçlendiğini, halk kitlelerinin büyük çalışkan bir karınca yuvasına (benzemesi) veya iki ayaklı bir hayvan sürüsüne dönüşmemesi için nasıl eğitilmesi gerektiğini bizlere gösteriyor. Halkın mutlu, akla yatkın bir hayatın yaratıcıları ve büyük sanatçıları olması gerektiğini gösteriyor. ........................................ Mene,Tekel,Peres(kitap açıklaması) Eski Ahit’te Kral Baltazar’ın verdiği bir davet sırasında saraydaki duvarlarda harflerin nasıl belirdiği anlatılır: “İnsan parmakları belirdi ve lambanın ışığında kralın salonunun duvarlarına şunu yazdı: MENE, MENE, TEKEL, UPARSİN.” Hiçbir bilgin bu kelimelere bir manâ veremedi. Sadece Peygamber Daniel doğru bir açıklama getirdi: “MENE: Tanrı, krallığını gözden geçirdi ve ona bir son verdi. TEKEL: Tartıldın ve çok hafif bulundun. PERES (çoğu hali Uparsin): Krallığın bölündü, Persler ve Medler’e verildi.”
Sayfa 8 - İndigo Kitap, 13. Baskı (Çeviren: Burak Cemil Yılmaz)Kitabı okudu
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.