Öncelikle Hekate'nin Kızları, yazarının da belirttiği gibi Harry Potter dünyasına benzeyen ve ilhamını ondan alan bir kitap. @ekinkoch okuduğu üniversiteyi, kendi hayatını ve hayal gücünü Harry Potter kurgusu ile birleştirince harika bir sonuç çıkmış ortaya Kitabın içeriğine gelecek olursam; ana karakterimiz Erin 17 yaşında normal bir hayat yaşayan, kitap okumayı çok seven, büyüye olan ilgisini ve tarzında ki değişimin sebebini ergenlik dönemine bağlayan bir genç kız. Taa ki o akşam gerçeklik algısı sarsılıp, karanlık şeyler kutusuna yeni şeyler eklenene kadar... Bir önceki gece yaşanan olayların şokunu atlatmaya çalışırken inanmadan kabul ettiği Varthlox Cadı Akademisi kabul mektubu, her güldüğünde aniden beliren pug polaroidleri ve danışmanı olan Fiona'nın çıkagelişi ile artık büyünün varlığına içten içe inanmaya başlayan Erin'in, Vhartlox'ta okuduğu kitapları aratmayacak türden olaylar yaşayıp kendini keşfetmeye ve kim olduğunu bulmaya çalışmasının öyküsü Hekate'nin Kızları. Artık sıradan bir insanı geçin sıradan bir cadı(!) bile olmayan Erin; Hekate' nin dokunduğu kızdır. Olayların merkezinde her zaman kendini bulur ve içinde bir yerde bastırdığını sandığı karanlığın aslında kendisi olduğunu kabullenmesi ve anlaması uzun sürer. Kitapta o kadar çok detay ve karakter var ki hepsini anlatmam uzun sürer ama belli başlı detaylardan ve karakterlerden bahsedebiliriz. İlk olarak kitapta 5 ayrı büyü gücü mevcut; Gorria, İluna, Movea, Berdea, Beltza. Yunan Mitolojisi,cadı, peri vb. doğaüstü varlıklar harmanlanmış. Karakter açısından ise Fiona, Erin'in danışmanı ve tüm bu olaylar boyunca hep yanında olan arkadaşı, İan, gizemli rüyalarda haberi bile olmadan ona destek olan onu koruyan sevgilisi, arkadaşları Serene, Freya, Pitsy, kitabın başında Erin'in başına gelenlerin sorumlusu Uzuri ve Morgana, Critza ve diğer periler, Müdire Sisaundra, aşçı cadı Rezene vs vs.... ve tabi ki her kitabın komik bir karakteri olmazsa olmaz bu kitap içinde o kişi (son bölümlere kadar) Troy'du Kitabı okurken bir çok detayda güldüm, Yunan Mitolojisi ile iç içe olmasına bayıldımfakat sadece Constantine'ini kitabın başından sonuna kadar bekledim hatta bi ara yazar karakteri unuttu sandım en son Erin'le tekrar karşılaşınca rahat bir nefes aldım Uzun uzun anlatabilirim sizlere fakat spoi vermek istemiyorum o yüzdeeen özetleyecek olursam. Bu kitap, yazarın ilk kitabı olmasına rağmen; karakterleri, kurgusu, güldüren detayları, anlatımı ve yazarın kendi çizimleriyle fantastik tür kitap severlerin mutlaka okuması gereken, Harry Potter'dan izler taşıyan harika bir kitap İlk kitapta çıtayı biraz yüksek tutunca tabi ki devam kitabını da merakla bekliyor olacağım