Buraya dek söylediklerimizden, umarız bizim Kadın Hareketine karşı olduğumuz anlamı çıkmaz. Bizim itirazımız burjuva-liberal-reformist olsun, küçük burjuva-radi-kal olsun Feminizm’e,dir, ve/fakat Emeğin Bilimi’ni temel alan kadın hareketlerinin yanındayız. Tabii sorunun bu şekilde formüle edilmesi Bağımsız Bir Kadın Hareketi (73) tarzında bir ifadeyi dıştalamaktadır. Bizce, kadın hareketi Bağımsız (bu hareketin NE’den bağımsız olduğu da açıklığa kavuşturulmuş değildir: Erkeklerden mi, işçi sınıfı hareketinden mi Bağımsızlık’tır sözkonusu olan?) değil ama Bağımsızlıktan yana olmalıdır.
Çünkü bizce kurtuluş Soyut Kadın’ın cinsel özgürleşmesi’nden değil, iktisadi bağımsızlaşma, siyasal özgürleşme, toplumsal mücadeleden geçer. Doğal olarak bu mücadele ne tek başına kadınların ne de tek başına erkeklerin mücadelesidir. Bu tüm üretimci kafa ve kol emekçilerinin mücadelesidir. Kanımızca insanlığının bilincinde, kişilikli, bağımsızca duyup-düşünüp davranabilen kadın ve erkekler ancak böyle bir mücadelenin içinde oluşabileceklerdir. Ve onların feminist nitelemesine hiç mi hiç ihtiyaçları yoktur.