Annesi ve babası tarafından terk edilmiş, en yakın arkadaşı; dedesi ve onun okula başlarken aldığı çanta olan, küçük, yalnız, anlaşılmayı bekleyen bir çocuk… Dürbünü ile beyaz gemiyi izleyip balık olma hayali kuran, dedesinden başka kimseden sevgi görmeyen, dedesinin anlattığı masaldaki boynuzlu maral ananın onu kurtaracağını sanıp bekleyen, hiç inancını yitirmeyip hep umutla yaşayan bir çocuk… O masum küçücük yüreğindeki koskocaman vicdanına, merhametine hayran olmamak mümkün değil ki!
Keşke dünyayı çocuklar yönetse!