I
Şiir için: yılgı, sessizlik, yavaşlatılmış uyum
Acı için: bir kandil, bir tütün kâsesi, bir iskemle kırık
Düş için: kendini denizde sanan o bunak kaptan
-gerekli çok-
Şarkı için: kalmadı usumda tek dize – ama o dizelerin sesi var ilk
ağızdan çıktıkları günkü gibi, pespembe renkleriyle-
Zaman için: yer değiştiren gölge – yeterli-
Mevsimler için: portakal, böğürtlen, ayçiçeği
Aşk için: unutkanlık ya da
Dikkatle kullanılan ve değiştirilebilen birkaç anı
Öfke için: Marx, Lenin, vb.
Okumak için: Dostoyevski, Marquez, Sait Faik
-başkaca kim olabilir düşünmeli
Şiirse, elbet
Akdeniz şairleri.
Keser, çivi, kerpeten
Çanak çömlek
Gerekli hepsi
Bir kayık kıyıda
Akşam serinliği, ürperti
Ve sazlıkların orada
Orada sazlıkların
Bir sabah erken
Güneş doğmadan daha
Birdenbire ikimiz
Kötüler gibi bir şiiri
Arar gibi kendimizde belli belirsiz.
II
Sahi
Neler almalıyım yanıma
Bir kapı açıldığında hemen
Söylenen ilk sözler gibi
Önceden pek düşünülmemiş
-Düşlerde yaşayan belki- birkaç eşya.
Demin yanımdan
Ufacık bir kertenkele geçti
Ve yitti birdenbire
Gözlerimdeki
Kırmızı taşlar arasında.
Çocuğum kopar o gülü
geri ver sonra
Güle
Geri ver, geri ver!
Ah düşsel yolculuk
Bir sürü yolculuktan kalma.
Güle sor en iyisi
Dilini kanatmadan.
III
Gittiğim yere hepsi
Doluyor yavaş yavaş nasılsa
İşte
Kendini göğe benzetmeye çalışan
Poz vermiş göle bakarak
Anımsıyorum seni. Derken
Buluyorum da.
Sınırsız bir uykusuzluktur böyle
Her yolculuğum benim
Koşuşan geyiklerle dopdolu
Ve uçan balıklarla.
Öğrendin bu uykusuzluğu da sonunda
Kim olacak, sen
Taşırdın sınırsız bakışlarını
Burda, sabahın beyaz acısında.
IV
Bir gün seninle ve sevişmeden
Sevdaya baktık ikimiz
Yıllarca, günlerce, kısa bir süre
Yalnızca ona, sevdaya.
Yanımda taşıdım her yolculukta bunu
Taşlarla kanattım, suyunla yıkadım sonra
Yeni ısırılmış bir elmaydın da suyunla
Bazan de yemyeşil yaptım, gözlerin oldu kuşkusuz
En yeşil yapraklarla ova ova.
Yolculuk!
Günler içindeyim ben
Bir günün tam ortasında.