Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Postmodern Romanın Zirvesi
Kelime oyunlarına maruz kaldıktan sonra, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir şeyler yazmak zorlaşıyor, Çünkü kelimeleri bir araya getirip cümle kurmak artık manasız kalıyor. Hasan Ali Toptaş'ı nasıl bilirsiniz, diye sorsalar şahsını, hayatını, görüşlerini hiç bilmiyorum ama eserlerin de öyle acılar çektim ki sevdiğim yazarlar arasında - romancılar içindir bu sıralamam - ilk üçtedir. Kelime oyunlarına, kurgubazlığına kendini hayran bıraktırıyor eserleri. Beynim az önceki okuduğu bölümü roman neresine ait diye sorgularken başka bir zor bölümle karşılaşıyor ve tabiri caizse hata veriyor, böyle bir zorlukla dolu eserleri. Kendisine "Doğu'nun Kafkası" deniyor, sonuna kadar da hak ediyor. teknik yönden kusursuz bir yazar olduğunu herkes kabul ediyor. İnşallah uzun yıllar eserler verir bize Hasan Ali Toptaş. *** Eser hakkında bir şeyler karalamak istiyorum. Daha evvel incelemelerimi okuyanlar bilir; eserden bağımsız bir şekilde ama eserin ana fikrini mercek altına alıyordum. Ama bu incelemede, bu eserin incelemesinde tamamen eserin kendisini mercek altına alacağım. Ana fikri sizin yardımınızla bulmak istiyorum, çünkü ben bulamadım. Şı ana kadar okuduğum romanlardan ana fikrini anlamadığım, temel derdine bulamadığım ve zihninde bir yere oturtamadığım iki roman var sadece. İlki, İhsan Oktay Anar'ın "Puslu Kıtalar Atlası" ( 2 kez okudum yarışmasına da girdim ama halen daha anlamadım eserin ne anlatmak istediğini), diğeri de mevzubahis eserimiz (Gölgesizler). Bu eserin bazı bölümlerinde devlete göndermeler var. Hatta bu göndermelerin bulunduğu bir cümleyi 1000Kitap'ta paylaşmıştım. Devleti 15 yaşındaki çocuğa benzetiyordu. Onun gibi alıngan onun gibi hassas olduğunu söylüyordu. Bu ve bunun gibi cümlelerle devlete ufaktan eleştirilere bulunuyor yazarımız. Akla şöyle bir düşünce gelebilir böyle bir durumla karşı karşıya kalınca: Eser devletin eksiklerine, hatalarına karşı yazılmış bir eserdir. Ama arayışın, boşluğun, bunalımın, tuhaflığın daha fazla dikkat çektiğini görüyoruz okudukça. Bu temaları okurken insan devlete nasıl bir gönderme olabileceğini düşünüyor. İşte tam burada Hasan Ali Toptaş'ın imge yeteneğini görüyoruz. Görünürde devlete bir eleştiri arka plan insanın arayışı veya görünürde insanın sıkıntıları arka planda devlete karşı yazılmış bir hiciv... Hangisi? Hangisini yapıyor Hasan Ali Toptaş? *** Bu ikilem, bu eserin bende nasıl bir iz bırakacağını bulanıklaştırıyor. Yani bu ikilem; eserden ne alacağımı, kendime ne katacağını belirsizleştiriyor, Bu da senin şahsındaki konumunu arafa yolluyor. Bu eser, şu an kızakta bekliyor gözümde. Hangi tarafa yöneleceğini zaman gösterecek. Bu arada, eserde imam karakteri ile ilgili bazı eleştirilerim olacak. Yazarın görüşlerini bilemem ama bir imam ancak bu kadar dibe sokulabilirdi. Bu da hiç hoş olmayan bir durum. Romanda kimsenin herhangi bir kötülüğü yokken imam kötülüğün âlasını yapıyor. Çok yanlış bir durum. Ayrıca bazı halvet sahnelerinin eserde tasvir edilmesi, hiç hoş olmayan bir ayrıntı. Hasan Ali Toptaş okumaya tam gaz devam edeceğiz inşallah. Takipte kalın. İyi okumalar dilerim. Muhabbetle.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.