Özgürlük kolları bağlı doğan bir kuşun kanatlarında...
Kıymetli yazar Osman Şahin bir dergi de yayımlanan yazısı nedeniyle yargılanır ve 18 ay hapis cezasına mahkum edilir.Cezaevinde yaşamış olduğu, gördüğü,duyduğu hikayeler kitabın kaynağını oluşturur.Öyküler karekterlerin kendi dilinden anlatılır ve her bir cümlede can bulur.Kitap 12 Eylül Cezaevi koşullarına ışık tutmakla beraber bir dönemin belleği niteliğindedir.İşkence kelimesinin basit kaldığı bir zulümle ezilmek sindirilmek istenir gençler, köylüler, garibanlar ve düşünen insanlar...Cümleler canlı bir resmi oluşturuyordu adeta ve bu resme ben de dahil oldum okurken.İşkence odalarında bırakılan insanlığa dişlerimi sıkarak tanıklık ettim.Her bir çığlık kocaman derin boşluklar açtı yüreğimde...Ağır bir zulmün yükü omuzlarım da bitirdim kitabı.Okurken bir yerlerde sevgi ile adelet ile karşılaşmayı bekledim hep.Vicdanların en kuytu köşelerinde tutsak edilmişti onlarda...Hangi mahkeme salonları temize çekerdi bu hayatları?Zulmün bir parçası olmanın karşılığı neydi?Neler vadedilmişti?
"Özgürlük"nerede?
Kolları bağlı doğan bir kuşun kanatlarında, 17 nolu hücrenin duvarlarında, sırayla tüttürülen acı bir izmaritin dumanında, işkence odalarında çığlıklıklarda...
"Adalet"
Kalın kitapların sayfaların da yazan içi boşaltılmış bir tanımlama mıdır?Hangi düşünceler suç unsuru oluşturur?Düşünceler zincire vurulabilirmi?Baskı uygulamak, toplumu susturmak bir ülkeye yapılmış en ağır kötülük değilmi?...Sorulması gereken bir çok soruyla başbaşa kalıyorsunuz...
Canım 
Gönül. sayende tanıdım böyle değerli bir yazarı çok teşekkür ederim. sevgili 
Ebru Ince size de çok teşekkür ederim böyle bir etkinlikte yer almamı sağladığınız için.
··
31 görüntüleme
Ben de yeni bitirdim kitabı ve hala tesirindeyim. İnsanların özgürlüğü elinden alınıyor, bedensel,ruhsal zulme uğruyorlar. Ama en kötüsü de " insan olma" haklarının elinden alınmasıydı. Tuvalette bile yalnız bırakmama, cinsel bölgeleri ile ilgili yaptıkları işkenceler, hayvanlar gibi zincire vurma ve yürütme vs... Bir insanın en alçak seviyesiydi bana göre. Böyle bir dönem yaşanmış, malesef. Yazarlar da belleği olmuş. Bir daha yaşanmaması dileği ile... Çok hisli bir inceleme, iyi ki bize katıldın da beraber tanıdık yazarı.
Daha önce Tarık Akan'a ait olan anne kafam da bit var adlı kitabı okumuştum.Oda Kolları bağlı doğan'a benzer bir kitap.Ama bu kitabın etkisi uzun yıllar hafızam dan silinecek gibi değil.Çok canlı bir anlatım.Dilerim aynı acılar bir daha yaşanmaz.teşekkür ederim yorumunuz için.ilk inceleme yazım.Bu konu da çok yetkin değilim yazıp yazmama konusun da kararsız kaldım aslın da.
İnsan Hakları diye bir cümle de var ama onu nereye yapıştırmak gerek bilemedim ..
Okuduktan sonra etkisi uzun uzun süren bir kitap ,işkencenin eski nesli ,yeni nesli ?diye düşündürüyor beni ..
Emeklerine sağlık ..
Çok teşekkür ederim
Malesef zaman değişiyor yönetimler de değişiyor ama hak ihlalleri değişik versiyonlarıyla devam ediyor.Dilerim böyle acılar bir daha yaşanmasın.Ben de size çok teşekkür ederim.Sizin de emeklerinize sağlık...
“Adalet: Kalın kitapların sayfaların da içi boşaltılmış bir tanımlama mıdır?”
“Özgürlük: Kolları bağlı doğan bir kuşun kanatların da...”
Kalabalıklara gerek yok/kafaların karıştırılıp dikkatlerin dağıtılmasına gerek yok, tek ve içi dolu birer cümle sadece...🍂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.