yazarın ben, kirke'sine göre daha az beğendim. kitabı akhilleus'un yoldaşı ve sevgilisi patroklos'un gözünden okuyoruz. sürgün edilmiş bir prens olan patroklos, çocuk yaştayken yoldaşı olması için tanrıçadan doğma akhilleus'un yanına gönderiliyor. patroklos'un sürekli akhilleus'un ne kadar muhteşem, harika,güzel, süper olduğunu anlatması kitap boyunca canımı sıktı açıkçası ama sonu epey güzeldi(troy filminde de mi öyle oluyordu hatırlamıyorum?).
akhilleus ve ordularının savaş götürdüğü ve esir edilen anadolu kızlarını anlatan bir de Kızların Suskunluğu adlı kitap var yanlış hatırlamıyorsam(bu kitaba gönderme olarak mı yazılmıştı ben mi uyduruyorum bilmiyorum).