"tanrıya yönelik iki, üç saatlik sofuluğun ardından ne hissediyorsunuz? Sizin duyularınıza hiçbir şey sağlamayan soğuk bir hiçlik, tiksinti verici bir boşluk. Düşlere ve gölgelere tapınış olsaydınız da duyularınız aynı durumda olurdu! Gerçekten de, maddi duyularımız, kendilerini oluşturan özlerden başka bir şeye nasıl bağlanabilir ki? Sizin Tanrı tapıcılarınızın hepsi de, asla gerçek olmayan, ayakları havada maneviyatlarıyla, değirmenleri dev sanan Don Kişot’lara benzemiyor mu?"