Onunla bir yabancıyla konuşur gibi konuşmuştu. Bir zamanlar bu insana ait olduğunu hatırlatan hiçbir şey yoktu, kendi bedenini bile artık pek hissetmiyordu. Şimdi her şey eskisinden de karmaşıktı; tek bildiği, bir yerlerde bir yalan olması gerektiğiydi. Fakat artık düşünemeyecek kadar yorgundu, ne düşünecek ne görecek hali vardı. Bir darağacı mahkümu gibi gözleri kapalı, merdivenlerden indi.